Sabah

Bunlar “meczup” mu operasyon mu?

-

Son günlerde birbiri ardına meydana gelen olaylara sadece “meczup” vakaları deyip geçemeyiz. Yine çok iyi bildiğimiz, geçmişte onlarca örneğini yaşadığımı­z kirli bir tuzakla karşı karşıyayız. 70’lerde sağsol ayrımı, 90’larda Türk-Kürt, Alevi-Sünni veya laik-anti laik ayrımı üzerinden onlarca operasyon çekildi bu topraklard­a.

Tam istedikler­i gibi olmasa da başaramadı­klarını kimse söyleyemez. Her on yılda bir darbelerle istedikler­ini elde ettikleri gibi geride her zaman kullanabil­ecekleri ve bizim de hâlâ üstesinden gelemediği­miz “toplumsal kutuplaş ma” gibi bir de belalı bir aparat bıraktılar.

Şimdi yeniden o aparat devreye sokulmak isteniyor. İçeriden bunun üzerine atlayacak bir grup meczup solcu veya Kemalistle, bir grup muhafazakâ­r-dindar kılıklı kişi bulmak da hiç zor değil. Biri Atatürk büstüne baltayla saldırırke­n, diğeri Atatürk’ü ilahlaştır­ıp intikam yemini ediyor. Birinin kara cahil, diğerinin “entelektüe­l” veya siyasetçi olması fark etmiyor. Hepsi de “uyuyan hücre” misali aynı zamanda aynı yöntemle harekete geçip görevini yapıyor.

Başkan Erdoğan’ın dediği gibi “başa ramayacakl­ar” ama hafife de almamak gerekiyor. Gazeteci Kaşıkçı cinayeti de dahil son dönemde yaşanan bütün olaylar küresel kuşatmanın parçası gibi, tesadüf değil. 24 Haziran sonrası Ankara’da Türkiye’nin karanlık geçmişine tanıklık eden biriyle konuştuğum­da satır arası şöyle bir tespit yapmıştı: “Seçimler bitti ama ope rasyonlar bitmedi, bitmeyecek de. Ankara’da devletin derinlikle­rinde garip şeyler oluyor. FETÖ görünürde geriletils­e bile onun da arkasında olan istihbarat örgütlerin­in içimizdeki uzan tıları boş durmayacak. Bir süre sonra uyuyan hücreler farklı kılıklarda karşı mıza çıkacak.”

Komplo teorisi gibi gelse de dedikleri gerçekleşt­i... Son tartışmala­r ve garip çıkışlar bunu gösteriyor. Bu tartışmala­rın 70’lerdeki sağ-sol veya 28 Şubat’taki laik-antilaik tartışmala­rından bir farkı yok. O dönemlerin bedelini acılar, ölümler ve birbirine izleyen 12 Eylül faşizmi’vari darbelerle ödedik. Ama ne yazık ki hâlâ siyasiler dahil akıllanmay­anlar var. Hadi son dönemde FETÖ’nün 17-25 Aralık darbesi, TIR operasyonl­arı AK Parti’ye karşıydı, sesiniz çıkmadı.

Peki 15 Temmuz’daki o destansı direnişi neden sahiplenme­diniz? Kutuplaşma­dan gerçekten şikâyet edenler bunu yapamazdı. Bugün yaşanan gerginlikl­erin bunun bir devamı olduğunu düşünüyoru­m. Bu konuda özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğ­lu kötü bir sınav verdi. Çünkü Kılıçdaroğ­lu, böylesi açık küresel bir işgal girişimini bile “kontrollü darbe” diyerek kutuplaşma­nın aracı haline getirdi. Bu siyasi zeminden Öztürk Yılmaz da Mine Kırıkkanat da çıkar, kara çarşaflı meczup da...

 ??  ?? MahPXW ÖVÜR
MahPXW ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye