Uzlaşma kültürü siyasi ittifakları mümkün kılıyor
0 milyonu aşkın ve birbirine ben zemeyen insanları bir arada tutan tek şey herhalde aynı dev letin vatandaşı olmak değildir. İki kişi bir araya gelip dünü ve bugünü tartış tıkları zaman, onları ayıran değil bir leştiren öğelerin daha çok olduğunu hemen görürler. Siyasi görüş farklarını bu ortak yanlar geride bırakır.
İttifaklar sonrasında
Aslında bu uzlaşma kültürü nün en fazla ihti yaç duyuldu ğu alan siyasettir. Ama nedense siyaset dünya mız bizi birbiri mizden ayıran ve hatta birbirimi ze düşman kılan BAŞYAZI özelliklerimizi ön planda tutmakta. Seçim dönemlerin deki zorunlu ittifakların etkinliği biter bitmez, dünün ortakları birbirleriyle kavgaya başlıyorlar.
Kavga konusu üretimi
Toplumun derin katlarına da inen bu kavganın devam etmesi için, belir li odaklar sürekli kavga konuları üret mekteler. Örneğin Atatürk’e karşı his sedilenlerin farklı olması üzerinden sürdürülen kavga, bitmek tükenmek bitmeden yıllardır sürdürülüyor. Etnik kökenlerin farklılığını zenginlik değil de kavga konusu olarak değerlendirenler de, siyasette etkililer...
Erdoğan ve Bahçeli
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin buluşmaları öncesinde yorum yapan lara dikkat ettim. Onlar da, Erdoğan ile Bahçeli’nin ve AK Parti ile MHP’nin görüş ayrılılarının somutlaştığı noktala rı vurgulamaktaydılar. Öğrenci andı bu arada sık sık hatırlatılmaktaydı.
Ortak yanlar
Oysa dün Erdoğan ile Bahçeli’yi bir araya getirenler, onların ortak görüşte birleştikleri noktalardı. HDP’nin CHP ile birleşip Kandil’in ufkunu Batı kentlerine de yayması ya da FETÖ’nün etkisindeki siyasetçile rin yeni 15 Temmuzlara çanak tutma ları gibi konular Erdoğan ile Bahçeli’yi birleştiriyordu... Zaten onlar da ortak görüşte oldukları konuları ön plana alarak Cumhur İttifakı’nı devam ettire ceklerdi.
Uzlaşma kültürünün sade siyaset te değil toplum katlarında da etkin olması, ruh sağlığımızı güçlendirecek tir. Nefret ve öfke, gündemden çıkar tılmalıdır.