Sabah

“Üstün” Alman Mühendisli­ği

-

Dünya tarihinde ırkçılığın en yük sek zirvesine Almanlar tırmanmışt­ır. Demokratik seçimlerle Almanya’da iktidara gelen Naziler hem ırkçılığın hem de şiddetin seçkin örneklerin­i sergiledi. Bundan 70 yıl önce Avrupa’nın “alt ırkları nı” topladılar. Trenlere bindirdile­r. Kamplara götürdüler. Kendine benze meyen milletleri ölene kadar çalıştırdı lar. Fırınlara verdi ler. Sabun yaptılar. Suçu da Hitler’in üstüne yıkıp rahat ladılar.

Şimdi çok libe raller. Pek kibar lar. Sözüm ona ırkçılık bitti ve gitti. Nürnberg Mahkemeler­i’nde tüm günahlar temizlendi. Ama bakıyorum. Hala her şeyi Alman yapmaya çalışıyorl­ar. Yapamadıkl­arını da dışlamak istiyorlar. İslam’ın da Alman’ını yapacaklar­mış. Bilmezler mi ki İslam evren seldir. “Arabın Arap olmayan üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Siyah derili ola nın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir.”

Tabii ki bilirler. İslam’ın ne olduğunu ve ilkelerini. Evrenselli­ğini de bilirler. Ama kabul edemezler farklılığı­nı ve özgünlüğü nü. Yahudi’ye tahammül edemeyen kafa Müslümana hiç tahammül etmek istemez. Farklılığa çeşitliliğ­e düşmandır. Değişmiş gibi yapar. Vakti geldiğinde “gerekeni” yapmak ister.

Yüz yıllarca Yahudileri zorla vaf tiz ettiler. Bir Yahudi’nin Hristiyan olup olmadığını domuz eti yedirerek test eden kafa bugün Alman İslam’ı diye bir toplantı düzenleyip gelenlere domuz eti ikram ediyor. Fark var mı? Bence zırnık fark yok. Önce törpülemey­e çalışıyor. Entegrasyo­n adı altında asimilas yon denemesi yapıyor. Onu beceremeyi­nce topyekun imhaya yöneliyor.

Allah muhafaza bu gidişin sonu iyi değil. Dünya bu filmi daha önce gördü. Aynı sahne tekrar ediyor. Bu sefer hedefte genel olarak tüm Müslümanla­r ve özelde Türkler var. Alman devleti Türkleri hiçbir zaman kabullenme­di. Misafir işçi statüsünü on yıllar ca dayattı. Çifte vatandaşlı­ğı engellemek için elinden geleni yaptı. İnsanları seçime zorla dı. Dışladı. Bugün Alman siyasetind­e geniş muhafazakâ­r Türk grupları temsil eden tek bir siyasetçi yok. Türkiye kökenli siyasetçil­e rin neredeyse tamamı Türkiye düşmanı. Bu tesadüf olabilir mi? Üstün Alman demokrasi si neden milyonlarc­a insanın temsilini sağla mıyor? Sağlamak istemiyor? Tabii ki tesadüf değil. Tüm filtre mekanizmal­arı sayesinde insanlar hukuki ama ahlaksız yöntemlerl­e siyasetten dışlanıyor. Şimdi “camilere maddi destek verelim ama anayasaya göre destek alabilmeni­z için tek bir çatı altında buluşma nız gerekir” diyorlar. Halbuki bu şartlı maddi desteği de yine camilerden toplayacak­la rı paralarla yapacaklar. Hem hiçbir şey ver meyecekler hem camileri tek bir çatı altın da toplayıp kontrol edecekler hem de hizaya gelmeyenle­ri dışlayacak­lar. Radikal ilan ede cekler. Plan budur.

SETA Avrupa Araştırmal­arı Direktörü Enes Bayraklı’nın dediği gibi “bu Müslümanla­rın yaşadıklar­ı topluma ve kültü re adapte olmak adına başlattıkl­arı organik bir iç tartışma değil.” Açık bir devlet proje sidir. İç İşleri Bakanlıkla­rı eliyle sahnelen mektedir. Avrupa’daki Müslümanla­r zaten on yıllardır kendi kültürleri­ni üretiyor. Ancak onlara domuz eti yedirmeye çalışmak şantajdır. Tehdittir. Dışlayıcıl­ıktır. Irkçılıktı­r.

 ??  ?? +asaQ %asUi YALÇIN
+asaQ %asUi YALÇIN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye