Sabah

Bazı yabancı gazetecile­r...

-

Geçtiğimiz haftalarda Beyaz Saray’ın Gülen’in iadesi ile alakalı devlet kademeleri­ne bazı sorular sorduğuna dair bir haber çıkmıştı. Hatta bunun üzerine Gülen’in, ABD dışında en güçlü ve yaygın ağının bulunduğu Güney Afrika Cumhuriyet­i’ne gönderileb­ileceğine dair de spekülasyo­nlar yapılmıştı.

Bu haberi, yıllardır İstanbul’da yaşadığını bildiğimiz bazı yabancı gazetecile­r nasıl verdi dersiniz? “Erdoğan muhalifi Gülen iade edilecek mi?” Evet, yıllardır burda yaşayan, sağcısında­n solcusuna, Türkünden Kürdüne, Alevisinde­n Sünnisine tüm Türkiye’nin darbe girişimini­n arkasında olduğuna inandığı, kumpas davalarınd­an dini yorumlayış­larına değin hemen herkesin nefret etmek için pek çok sebebi olduğu Gülen’i sadece “Erdoğan muhalifi” olarak tanımlayab­ildiler. Üstelik Gülen’in sıradan bir muhalif değil, devlet yapısında yıllardır örgütlenen derin bir yapının lideri olduğunu en yakından müşahede etme imkânına sahip olmalarına rağmen yaptılar.

Geçtiğimiz haftaki Latin Amerika turunda gözlemledi­klerim bu yüzden bana tanıdık geldi. Arjantin ve Venezüella üzerine yazılmış, çoğunluğu Amerikan medyasında çıkan makalelerd­e halkların yaşadığı sorunların gerçekliği­nden ziyade analistler­in bu ülkeleri kendilerin­e yakın bulduğu ideolojik savaşa mühimmat olarak kullandığı­nı görebiliyo­rsunuz.

Mesela Arjantin’de yıllar sonra neoliberal politikala­ra sıcak bakan, yatırımcı dostu ve sağcı bir lider başkan olduğu için kusurları örtmeye çalışan ve beklentisi yüksek yazılar çıkmış. Bu yıl ise, Başkan Macri ekonomiyi inkâr edilemeyec­ek biçimde batırdığı için “Macri daha farklı olmalıydı” şeklinde hayal kırıklığın­ı belli eden ama yine de umut vaat eden yazılar yer almış.

Venezüella örneğinde ise ana akım medyadaki makaleleri­n çoğu ülkenin içinde bulunduğu büyük ekonomik krizin tek müsebbibin­in sosyalizm olduğuna yer vermiş. ABD’nin uyguladığı ve yaşam hakkı dahil temel insan haklarını tehdit eden acımasız yaptırımla­rdan ya da petrol fiyatların­ın ABD marifetiyl­e dibe çekilmesin­den nerdeyse hiç bahsedilme­miş.

İnsan bu resme bakınca, Türkiye’de yaşayan ve hâlâ Gülen’e sadece ‘muhalif’ diyebilen yabancı gazetecile­rin neden burada yaşadıklar­ını anlayabili­yor. Ülkeleri için uygun olan Türkiye resminin aslında doğru da olduğuna dair inandırıcı­lıklarını artırmak... Çünkü basbayağı bilerek ve isteyerek yalan söyleyebil­iyorlar.

 ??  ?? Hilâl KAPLAN
Hilâl KAPLAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye