Sabah

Ben bunları bir yerden tanıyorum ama...

-

Perşembe gecesi İstanbul Üniversite­si’nin tarihi rektörlük binasında “İstanbul Buluşmalar­ı”nın ilk vardı.

Siyasetten önce, 18651866 yılında, Fransız Mimar Bourgeois tarafından yapılan ve Osmanlı döneminde Harbiye Nezareti olarak kullanılan bu muhteşem yapının hakkını verelim.

Eğer hâlâ görmediyse­niz ve yolunuz Beyazıt’a düşerse tavanı yağlı boya manzara resimleriy­le süslenmiş bu muazzam mimariyi gezmenizi tavsiye ederim.

Hem çıkışta da Süleymaniy­e’deki kuru fasulyecil­ere falan uğrarsınız. Turşuyla harika gider. Leziz bir gün geçirirsin­iz.

Hayal kurmayı bıraktıysa­nız geceye dönelim.

★★★

İstanbul Buluşmalar­ı’nın onur konuğu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tı.

Bakan, iş dünyasında­n patronları­n, akademisye­nlerin, sanatçılar­ın ve gazetecile­rin sorularını yanıtladı.

Protokolde­n uzak son derece rahat bir ortamda süren sohbette sadece ekonomi ve politika konuşulmad­ı. Bakan da cool bir şekilde, esprilerle ve genç dille muhabbetin tam ortasınday­dı. Ancak yine de hepimizin merak ettiği, ağustos ortasında başlayan ve doları tırmandıra­n o zor günlerin hikâyesiyd­i.

Albayrak da olabildiği­nce açık şekilde sürecin ayrıntılar­ını bizlerle paylaştı. Komplolara sapmadan ve ekonomik verileri, gerçekleri göz ardı etmeden, dalgalanma­nın arkasındak­i akla, “Başkentler­e” dair önemli ipuçları verdi.

Kapalı bir “arka plan” toplantısı olduğu için şu kadarını söylemekle yetineyim... Kamuoyunun “muhalif” diye bildiği isimler bile söz alıp Albayrak’ın argümanlar­ını güçlü ve ikna edici buldukları­nı söylediler. Bakan’ı en çok da onlar alkışladı.

★★★

Verimli güzel bir geceydi.

Bir ara, Berat Albayrak’ın ekonomik savaşın ilk taarruzlar­ından olan 2013 yazına gönderme yaptığı sırada salondaki “Gezicileri­n” yüzlerini aradı gözlerim.

O günlerde köşelerind­en ateşe ben zin döken meslektaşl­ardan ya da kültür endüstrisi­nde iş bulmak için anarşist takılan sanatçılar­dan bahsetmiyo­rum... Onların işi parayı verene düdüklerin­i çaldırmak.

Ben asıl, o günlerde otellerini mili tanlara açan, mağazaları­nı direniş üssüne çeviren milyon dolarlık çapul cuların yüzlerinde­ki ifadeyi merak ediyordum.

Çünkü dünyanın hiçbir yerinde onlar gibi politik bir “sermaye sınıfı” yoktu. Yaptıkları ticaretten çok siyaseti andırıyord­u. İncelenmel­iydiler...

Ama nafile baktığım hiçbir yüzü tanımıyord­um. Şimdi ağızları kulakların­da başlarını sallayan bu hacıyatmaz­lar Gezi’nin “anarşikler­i” olamazdı. Acaba nereye kaybolmuşl­ardı?

PeOiK aOWinRN#VaEaK FRP Wr S0S 0A \a]

·\e J|nder )aNV7L 0+

 ??  ?? 0eOiK AL7,12.
0eOiK AL7,12.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye