O kamyonun şoförü HAYALLERIMIZI YIKTI
Hafriyat kamyonu terörünün son kurbanı şehit polis Servet Arslan’ın nişanlısı Yağmur Dinçtaş SABAH’a konuştu: Kaza günü beyaz gelinlikli fotoğrafımı Servet’e attım. Çok mutlu oldu. Hayatımızın en güzel gününe hazırlanırken, kamyon şoförü bütün hayallerimizi yıktı
Bu haber bembeyaz bir gelinlik ve yarım kalmış hayallerin hikâyesidir...
İstanbul Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Servet Arslan (28) ile ekip arkadaşı 24 Aralık günü TEM Otoyolu Hasdal mevkisinde yol denetimi yapıyordu. Bir anda Hasan Şen’in kullandığı hafriyat kamyonu Arslan’a çarptı. Kamyon ile bariyer arasında sıkışan Arslan şehit oldu. Arslan’dan geriye ise mutlu yarınlar için hayaller kurduğu nişanlısı Yağmur Dinçtaş kaldı.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nden mezun olan Arslan, 2015’te KPSS sınavına hazırlık için gittiği dershanede kendisi gibi edebiyat mezunu Dinçtaş ile tanıştı. İkisinin de tek hedefi KPSS’yi kazanıp, öğretmen olarak atanmaktı. Arslan sınavı kazanamayınca polis oldu. Aşık olduğu Dinçtaş’a duygularını açtı. 26 Eylül’de Samsun’da nişanlandılar. 29 Ocak’ta nikah masasına oturacaklar, 25 Ağustos’ta da dillere destan bir düğün hayal ediyorlardı. Dinçtaş kısa süren rüya gibi aşkını gözyaşları içinde SABAH’a anlattı:
Nişanımızda herkes “Beyaz giysen düğün gibiydi’ diyordu. Meğer, düğünüm, hayallerim yarım kalacakmış. Kazadan iki hafta önce içime bir ateş düştü. İstanbul’a yanına gittim. Ona balık pişirdim, sevdiği yemekleri yaptım. Kalbim başımıza gelecekleri bilmeden beni ona götürmüştü.
Kazadan bir gün önce telefonda görüntülü konuştuk. Kaza günü, sabah konuştuk. O kadar mutlu geliyordu ki sesi. Ben alışverişe çıkmıştım. Nikah elbisemi, şapkamı aldım. Beyaz gelinliğimi havalara uçarak aldım. Kazadan yarım saat önce gelinlik provasındaki fotoğrafımı Servet’e attım. Beni beyaz gelinlik içinde görünce “O kadar güzelsin ki aşkım” dedi. Hayatımızın en güzel gününe hazırlanırken, kamyon şoförü bütün hayallerimizi yıktı.
Kazadan yarım saat sonra yakınları beni arayıp, ağır yaralı dediler, inanamadım. Köyüne gelince, eve asılı Türk bayrağını görünce şehit olduğunu anladım. Ayakta duramıyorum. Annesine
Hatice anneme sarılıp ağlıyorum.