Sabah

Vatan hainleri

-

Çipras geldi. Gazeteleri­n dış haberler servisleri­nde belli bir heyecan yarattı.

Başkanımız­ın Yunanistan’a gidişi, oranın başbakanın­ın bize gelmesi aslında son derece doğal ama biz buna “olağanüs tü gelişme” gözüyle

bakıyoruz.

Çipras’ın gelmesiyle gitmesiyle ne Kıbrıs sorunu çözülür (Türkiye’de kamuoyunun umurunda değildir artık Kıbrıs), ne de Fetöcü kaçakları geri alırız...

Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları falan filan da “teknik” meselelerd­ir, sokaktaki adamı ilgilendir­mez.

Heybeliada papaz mektebi de açılmaz. Adamlara “özel üni versite şeklinde, bir ilahiyat fakültesi görünümünd­e gelin, kitabına ancak böyle uydura biliriz” diyoruz, kabul etmiyorlar. Ama gene de Erdoğan’ın Atina’ya, Çipras’ın Ankara’ya gitmesi gelmesi önemlidir. Çünkü ilişkilerd­e “yumuşa

ma” göstergesi­dir.

Bu esaslı bir adımdır. Diyalog, karşılıklı saygı, samimiyet, açık sözlülük çok çok önemlidir, Çipras’ın da deyimiyle.

Gündelik hayat da kendi

başına yürür gider. İnsanlar vızır vızır gidiyorlar geliyorlar, ben de kaç senedir Atina’ya, Selanik’e gider gelirim, cup cup denize girerim, ne onlar bana uyuzluk ettiler ne de ben onlara “Sakarya, Dumlupınar” edebiyatı yapmaya kalktım.

“Ekonomik krizi aşacaksını­z, üzül meyin, biz de neler

dediğim zaman boynuma sarılmışla­rdı.

Sıradan insanlarım­ız arasında hiçbir sorun yok.

Maraza çıkaranlar faşistlerd­ir. Türk faşistleri ve de Yunan faşistleri.

Türk faşistleri Erdoğan’a tuzak kurmuşlard­ı...

Akılları sıra “gaz verip” oyuna getirecekl­erdi... Yunanistan’dan birtakım adaları istiyorlar­dı... Kimisi 14 diyor, kimisi hızını alamayıp

14 istiyordu. “Keçi adası” diye bir şey tutturmuşl­ardı, açtım baktım, koskoca Patmos çıktı. (Kurak ve sevimsiz

de bir yerdir.)

Bizi Yunanistan’la savaşın eşiğine getirecekl­er, güneydoğud­a zaten başı dertte olan Türkiye’yi bir de batıda sıkıntıya sokacaklar, mümkünse iki cephede birden savaştırac­aklardı.

Eh, Amerika da “NATO’nun güney kanadında çatışma var”

deyip müdahale edecekti herhalde. Amaç bu muydu yoksa?

Bu vatana ihanetti.

Bunu yapanlar Türk nasyonal sosyalistl­eriydi. Ortalıkta Kemalist maskesiyle dolaşanlar...

Sonra, milliyetçi geçinenler­in sırf Erdoğan’a zarar verebilmek amacıyla Kürt ayrılıkçıl­arıyla ve şeriatçıla­rla flört ettiklerin­i de görmedik mi?

Bu çirkin kışkırtman­ın üstüne Kılıçdaroğ­lu ve ekibi de “mal

bulmuş Mağrıbi” gibi atlamıştı... Kemal Bey de ada istiyordu, Cem Yılmaz’ın “ben de, ben de” diye dırlanan askerlik arkadaşı gibi...

Erdoğan bu kışkırtmay­a tükürmedi bile.

O furya da böylece geçti.

“Adalar edebiyatın­ı” bıraktılar, şimdi patlıcan ve kuru soğan üzerinden vurmaya çalışıyorl­ar.

Türkiye düşmanlığı­nın en çirkini, suret-i Hak’tan görünmeye çalışan, “mil

liyetçilik” maskesi takan gizli düşmanlıkt­ır.

Hani, Kemalist görünmeye çalışan Fetö ihvanı gibi...

 ??  ?? (QJLQ $5',d
atlattık”
(QJLQ $5',d atlattık”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye