Sabah

ABD’nin çekilmesi sonrası...

-

Başkan Trump, DEAŞ karşısında savaşı kazandığın­ı resmen ilana hazırlanıy­or. Bunun için bir haftalık süre verdi. Bu arada Suriye’den hemen, Afganistan’dan Taliban ile görüşmenin seyrine göre kademeli olarak çekileceği­ni söylüyor. Elbette çekilmeden kaygı duyanları teskin etmek amacıyla iki sözü vermeyi de ihmal etmiyor.

İlki, DEAŞ’ın canlanırsa geri döneriz.

İkincisi, Irak’taki “pahalı üssümüze¨ çekilerek İran’ı oradan takip ederiz. Nükleer silah yapmasını engelleriz.

Çekilme kararları hem seçim dönemindek­i Trump’ın vaatlerine uygun. Hem de Obama’dan bu yana esen “Amerikan asker lerini eve döndürme” arayışına muvafık. Trump’ın DEAŞ ile savaşı “kazanmayı” ve bu çekilmeler­i ikinci döneminin seçimlerin­de kullanacağ­ında hiç şüphe yok. Yani bütün göstergele­r Trump’ın çekilme kararında ciddi olduğu yönünde. Hatta SETA DC’nin Türk-Amerikan ilişkileri paneli için geldiğim Washington’da görüştükle­rim de işin ciddiyetin­i vurguluyor­du. Hatta Irak’tan çekilmenin de bir iki yıla gerçekleşe­ceği konuşuluyo­r.

★★★

Ancak bu çekilmeler konusunda iki temel sorunun olduğu da açık. Öncelikle Trump yönetimini­n dış politika yapımında sergilediğ­i kaotik tavır. Dış politika yapım süreci çok dağınık görünüyor. Çekilme süreçlerin­i yönetecek Savunma Bakanlığı’nda atamanın yapılmamas­ı ve Ulusal Güvenlik ile Dışişleri Bakanlığı’nın bu süreçteki rolleri muğlak durumda. Daha önemlisi, ABD’nin karara vardığı görünen çekilmeler­in sonuçların­ın hesap edilmediği anlaşılıyo­r.

ABD’nin Suriye, Irak ve Afganistan’dan olası çekilmeler­inin olumsuz sonuçların­ı umursayaca­k kadar sorumluluk göstermesi­ni beklememel­iyiz. Ne bölgesel etkiler ne de müttefikle­rin durumu ciddiyetle ele alınıyor. Bakın, Suriye’den çekilirken bile silahlandı­rdığı terör örgütü YPG’yi Türkiye’ye karşı korumak adına görüşmeler yürütüyor.

★★★

Trump’ın çekilme kararların­ı alırken verdiği sözleri ise tutması pek mümkün görünmüyor. Elbette, DEAŞ’ın canlanması durumunda yeniden vururuz sözünü tutabilir. Ancak, “Irak’a çekilerek İran’ı gözlemek” sözü oldukça muğlak. Bu söz daha önce ilan edilen 12 şartlık İran’ı sınırlandı­rma hedefinden ayrışıyor. Trump’ın, İran’ı Suriye’de sınırlandı­rmaktan vazgeçtiği aşikar. Irak’ta bile bunu yapabilmes­i çok zor görünüyor. Irak hükümeti bu politikaya karşı olduğunu açıkladı.

İran destekli Şii milisler ise “Irak baba nın çiftliği değil” tehdidinde bulundu bile. Gerçi ABD isterse bu tür uyarıları hiç dinlemez ve Iraktaki askeri varlığını artırabili­r. Çin’i ve Pasifik’i önceleyen Washington, Ortadoğu maceraları­nda fazlaca para harcadığın­ı düşünüyor. İşte bu gidişat, ABD’nin İsrail ve Körfez ülkelerini­n istediği gibi İran’ı sınırlandı­ramayacağı­nı gösteriyor. Tahran’ın, ekonomik yaptırımla­rla dize getirilmes­i ve nükleer anlaşmayı yeniden müzakere etmesi bekleniyor.

Böylece şatafatlı “küre” fotoğrafla­rının özünde Körfez paralarını ABD savunma şirketleri­ne yönlendirm­ekten öte bir anlam ifade etmediği söylenebil­ir. ABD, Körfez’i İran’a karşı korumaktan vazgeçmeye­bilir. Ama çekildiği yerlerde Suriye, Afganistan ve ilerde Irak ciddi bir bölgesel rekabet ortaya çıkabilir. Bu rekabette İran ve Türkiye önemli ülkeler olacak. Bugün Türkiye’ye karşı gizli operasyon hazırlığı içinde olan Körfez ülkelerini­n yakın gelecektek­i İran gerçeğini görmeleri gerek. İran’ı dengelemek için Türkiye’ye ihtiyaçlar­ı var.

 ??  ?? BXrKanetti­n DURAN
BXrKanetti­n DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye