Avrupa ve biz... Artık gerçekle yüzleşelim
Avrupa bizim zayıf tarafımız... Tatlı iyimserliğimiz, tatsız şaşkınlı ğımız... Körlüğümüz... Aşığın gerçeklere kör lüğü gibi biraz... İhanetlere doyamayışı mız hatta! +ayallerimiz ve hayalciliğimiz...
Bizim Avrupa’mız bu. Neden bunları yazıyo rum?
Çünkü son zamanlar da Avrupa’nın Türkiye’ye karşı hoyratlıkları dur durak bilmiyor. Fakat ABD’yle itişmemize öyle odaklandık
ki, Avrupa kurumlarının hasmane tavırları bizim kamuoyunda dikkat çekmiyor .
Bir de sanki Avrupa’da yeni palazlanan popülist/milliyetçi akımlar Türkiye’ye karşıymış da, derin Avrupa buna katılmıyormuş gibi bir hava var bazılarında...
Feci bir yanılgı.
Berbat bir dalgınlık.
Önce şunu bilelim; Türkiye ve Erdoğan
karşıtlığı Avrupa’nın en geleneksel kesimlerin de bile kemikleşmiş halde.
Mesela sürekli “Türkiye’de demokrasi umudu kalmamıştır” gibi vahim ve müdahaleci laflar eden Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve Türkiye raportörü Katie Piri öyle nevzuhur bir İslamofobik sağ partinin üyesi değil, 1946’dan beri valığını sürdüren Hollanda İşçi Partisi’nin Avrupa temsilcisidir.
Avrupa’nın Türkiye’ye karşı sinsi ve kötücül yaklaşımını anlamanın en iyi yolu Fetö üyelerine kucak açış biçimini kavra maktır. Bu örgütü Pensilvanya’yla çakıştırıp sınırla mak büyük hata olur.
Bugün Almanya Fetöcülerin esas mer kez üssü olup çıktı.
15 Bin fetöcü krallar gibi ağırlanıyor. İngiltere ayrı bir olay. Fetö’nün buradan çıkardığı yüz milyonlarca dolar İngiliz finans kurumlarının koruması altında.
Yunanistan deseniz... Komşumuz kucak açtığı 15 Temmuz kaçakları nedeniyle artık darbe girişiminin dış faillerinden biri olarak değerlendirilmelidir. O halde...
Kafamızı başka yönlere çevirmeden Avrupa gerçeğiyle yüzleşmenin zamanı gelmiştir.
Gelecek dönem için bu hesaplaşmaya ihti yacımız var.