Bunu da sansürle ey Facebook
Perşembe günkü yazımı okuyanlar bilir. Türkiye’ye yönelik otoriterlik iddialarının temelinin bir çeşit ezbe re dayandığını gerçekte Türkiye’de siya si mücadelenin çok sert bir şekilde yaşandı ğında ve hatta medyada özellikle de sosyal medyada AK Partililerin ciddi bir baskı altında olduğunu iddia ettim. Tabii yerle şik ezberleri sorgulayan bir yazı olduğu için çok karşı çıkan kişinin olabileceğini tah min edebiliyordum. Ama önemli olan bu ezberleri bozabilecek çeşitli örnekler suna bilmekti. Kendimce yazının içinde çeşit li örneklerle bunla rı anlattım. Ancak yazı sonrasında kendisi bir örnek halini aldı.
Nasıl mı? Ben daha yazıyı herhangi bir sos yal medya mecrasında kendim bile pay laşmadan bir uyarı aldım. Sevgili Cengiz Alğan benim yazının Facebook’ta pek çok kişi tarafından şikâyet edildiği için payla şılamadığını bildirdi. Benim bir Facebook hesabım falan yok. İşler orada nasıl yürür onu da pek bilmem. Cengiz Alğan haber vermese hiç haberim bile olmayacaktı.
Ama bu olayı son derece manidar bul dum. Bir yazı yazıyorsunuz. Sosyal med yada bir baskı olduğunu iddia ediyorsu nuz. Sabah siz daha uyanmadan bir grup örgütlü yapının sizin yazınızı okuduğunu kendi arasında karar aldığını ve ortaklaşa Facebook’a şikayetler yaptığını duyuyor sunuz. Şikâyet üç beş tane değildir gali ba. Facebook’un üç beş şikâyet için yazıyı yasakladığını sanmam. Ayrıca yazıda kim seye hakaret veya herhangi bir suç unsu ru yok. O zaman geriye kalır tek seçenek. Çok sayıda insan örgütlü biçimde bir yazı üzerinde baskı kurarak Facebook’un sansür uygulamasını sağlamış.
Şimdi bunu nereye koyalım? Facebook’un sansürcülüğünü mü eleştire lim? Birilerinin örgütlü sosyal medya kor sanlığına mı bakalım? Bu aynı kişilerin ortalıkta otoriterlik var, baskı var diye feve ran etmesine mi inanalım? Hani bu sosyal medya ortamları pek bir demokratikleştiri ciydi? Hani sansürleri ortadan kaldırıyor du? Hani sosyal medyada AK Parti trolleri vardı? Hani bu ülkede AK Parti iktidarı çok güçlü ve hayatın her alanına hakimdi.
Bunların hepsi yine sosyal medya mec ralarında aynı çeteler tarafından üretilen devasa yalanlar. Bunun yalan olduğunun ortaya çıkmasından da çok korkuyorlar. İşte bu nedenle bu tür yazıları şikâyet edi yorlar. İşte bu yüzden bu tür iddiaları dile getirenleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bilinçli bir biçimde sosyal medya üzerin den ürettikleri ve konvansiyonel medya ya aktardıkları yalanlar düzenini korumak uğruna her türlü saldırganlığı yapabilirler. Burada ürettikleri yalan dil AK Parti ikti darını yıkmak için ellerindeki tek araç. Bu aracı öylesine hunharca kullanıyorlar ki, AK Partililer bile zaman zaman kendilerinden şüphe edebilir.
Bana geçen öyle oldu. CHP’nin İstanbul adayı açık bir iftirada bulun du. Tevfik Göksu’nun kendisine ve Trabzonlulara Rum iması yaptığını iddia etti. Görüntüler var dedi. Meselenin öyle olmadığını hepimiz biliyorduk. Ama adam tüm Türkiye’nin önünde yalan söylemek ten zerre utanmıyor. Zerre sıkılmıyor. Sonra bir TV kanalının kendini çeken kamera manlarının kovulduğunu falan da uydu racak kadar da çıtayı aşağı çekti. Seçime kadar daha ne yapar bilinmez ama bu yalan rüzgârı artık kabak tadı verdi. Baştan aşağı yalan. Hem de yalanoğlu yalan.
hasan.yalcin@sabah.com.tr SMS: HBY yaz 4122’ye gönder.