TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR
Günay Üveyioğlu, hayatın acı yüzü ile çok küçük yaşta tanışmış, sıkıntılara rağmen yaşama sımsıkı sarılmış 17 yaşında bir genç kız. Günay, hem ağır skolyoz hastasıydı hem de iki kardeşiyle kimsesiz kalmış bir çocuktu. Okuldan ve hayattan koparıldığı günlerde devlet ona el uzattı. Adana’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı çocuk yuvasına yerleştirildi. Hızla tedaviye alındı, iki yıl boyunca mahrum kaldığı okuluna geri döndü. Ardından da okçuluğa olan merakı keşfedildi. Skolyoz hastası Günay, yurt müdürü ve antrenörünün desteği ile okçuluğa başladı.
Günay spora başladıktan üç ay sonra okçuluk yarışmasında bin 200 sporcu içinde ikinci olmayı başardı. Geleneksel Okçuluk Karma Yarışması’nda Genç Kızlar Grubu’nda birinci oldu. Adana’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda düzenlenen okçuluk yarışmasında da birinci olarak üç aylık bir süreçte madalyaları topladı. Günay hikayesini SABAH’a anlattı:
n
15 yaşıma kadar aile içi şiddete maruz kaldım. İki kardeşimle birlikte çok zor yıllar geçirdik, her gün şiddet her gün gözyaşı. Tülay CANBOLAT Ortaokuldan sonra eğitimime devam etmeme izin verilmedi, liseye başlayacağımın hayalini kurarken okuldan aldılar. Okuldan kopunca zor olan hayatım daha da ağırlaştı. Vücudumu şiddetten öyle zarar gördü ki iki yıl önce skolyoz hastalığı başladı.
n
Bir çıkış arıyorduk ve kararımızı verdik. Bu evden gitmeliydik, yeni bir hayat, şefkat ve ilginin olduğu yere gitmeliydik. Devletin bizim gibi çocuklara çok iyi baktığını duymuştuk. 15 yaşıma girdiğim yıl iki kardeşimi de alarak Adana’daki şu anda kaldığımız yurda sığındık. O gün bu gündür burada yaşıyor, yaşadığımız kötü günlere burada iyilik, şefkat ve başarı ekliyoruz.
n
Ben ve kardeşlerim burada öyle bir sevgi ve şefkat gördük ki benim öğrendiğim hiçbir kelime bunu anlatamıyor. Önce tedavi ettirmeye başladılar, sonra hayalim okul kaydımı yaptırdılar. Liseyi iki yılda bitiriyorum, notlarım çok iyi. Küçük yaşta ağır şiddet ve acılara maruz kalmış biri olarak ben meslek olarak devletin bana yaptığın yapmak istiyorum. Devletin bu kurumlarında çocuklarla ilgilenmek, sevgiyle büyütmek istiyorum.
n Şefkatli devletimin sayesinde önce hayata tutundum sonra hastalığımı yenip, ödüllü bir okçu oldum. Eskiden hastalığım görünür durumdaydı. Okçuluğa başladıktan sonra çok iyi durumdayım. Haftanın 6 günü düzenli olarak antrenmanlara katılıyorum. Yurt dışına gitmek ve orada da yarışmak istiyorum. Kısa sürede önemli başarılar elde ettim, kendimle gurur duyuyor, devletime minnettarım.
n
Başkanımızın oğlu Bilal Erdoğan ağabey ile Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) bir etkinliğinde tanıştım. Devlet kurumlarında kaldığımı ve atlı okçu olduğu duyunca tanışmak istemiş. Bana büyük bir şefkat ve destekle yaklaştı. ‘Hayallerine yürümeye ve okçuluğa devam et, yanındayız, sen bizim gururumuz olacaksın. Ata sporumuzu yapıyorsun, okçusun hem de atlı okçu’ dedi. Fetih kupasına davet etti, beni takip edeceğini, milli sporcu olmam için elinden geleni yapacağını söyledi.