Zaman gelip geçerken: Yaşlanmayan kaldı mı?
Eskidendi, çok eskiden... Yaşlanmak ve olgunlaşmak aynı yol, aynı yokuş tu. En azından beklenti oydu... Modernleşme “mana yı çekip aldı yaşlanmaktan. Tecrübeyi hırpaladı. Zayıflayan gövdeyi aşa ğıladı. O yüzden artık her yaş ve başta huy suz ergenler gibiyiz.
★★★
Tam Amerikalılar 2030 yılında ülkelerin de 65 yaşını geçenlerin sayısının yetmiş milyo nu geçeceğini ve bunun ciddi sos yal sorunlar yaratacağını tartışmaya baş lamışken... Facebook bir sosyal medya uygulaması çıkartıverdi: Face pp. dok basit işliyor bu uygulama. Seçtiğin fotoğ rafındaki yüzünü iki dokunuşta yaşlan dırıyorsun... Şimdi bütün dünya bunun la eğleniyor. Bizde de çok sevildi. ele erkekler 70’lerinde ne kadar “kariz matik” görüneceğini fark edip havala ra girmeyen kalmadı. Uygulama şahane. eden Çünkü gövdeyi saklıyor, lafı nı bile etmiyor. Yaşlılık bir “poz”a indir geniyor; hatta sevimli bir “an” olup çıkı yor... Oysa gerçek çok farklı ve meşakkatli: Althusser’in hayat hikayesini anlattığı kita bının başlığı gibi “gelecek uzun sürer.”
★★★
Bir başlangıç notu olarak kenarda dur sun... 2015 verilerine göre Türkiye’de 65 yaş üstündekiler toplam nüfusun yüzde sekizini geçtiler. Bu oran hızla artıyor. 80 üstü nüfus da alışık olmadığımız kadar büyüdü. Fakat yaşlılarla birlikte yaşa mak konusunda hazırlıklı değiliz. Göz hekimlerinin keyfi gıcır tabii ama toplum henüz bu gerçekle göz göze gelmiş değil. Geleneğin katkısı zayıfladı. Yeni tutumlar geliştiremiyor, sadece soru nu geçiştiriyoruz.
★★★
Gün batımları... Hele Üsküdar sahi linden Harem’e doğru yürüyorsan... avi ile bakır renginin aşkına şahit olmak ne güzeldir... Ve akşam bu aşkın üzerine yavaş yavaş lacivert örtüsünü seriverir. Mucize gibidir. Ama hep oradadır. Hele bu mev sim. Durup bakanlar, görüyorlar.
★★★
İki zarif tatlı. Biri unda yna’da mür ver çiçeği peltesi. Diğeri Kadıköy Basta Street Food’da hafif karamelize sütlaç.
★★★
Tam on yıl önce bir temmuz gününde deftere şu notu düşmüşüm: “Rüzgârdan yana yatmış tozlu toprak için de sardunyalar, henüz dört yaşındaki dut ağacı, masanın üzerine koyduğum çakıl taşı... Şimdi hepinizi tek tek öpmeye kalk sam... Deli diyecekler! Oysa en aklı başımda halim!”
hasmet.babaoglu@sabah.com.tr SMS: HASMET yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 acebook.com hasmetbabaoglu.sabah