Sabah

Batı’nın yaman çelişkisi

- Burhanetti­n.duran@sabah.com.tr

S-400lerin gelmesiyle birlikte Batı başkentler­inde Türkiye’ye karşı nasıl davranılma­sı gerektiği tartışması hararetlen­di. Mesele sadece TürkAmerik­an ilişkileri­nin geleceğine dair kaygılarla alakalı değil. Önemli bir NATO ülkesinin diğer bir önemli ülkesini ortak F-35 programınd­an çıkarmasın­dan da fazlası var.

Batı ittifakı uzun bir süredir Türkiye ile ilişki lerin nasıl yöneti leceğini bilemiyor.

Batı medyasına göre çoğu zaman yaşanan gerilimler­deki suçlu

“Onun otoriterle­şerek ülkesini adım adım Batı’dan uzaklaştır­ması.”

Bu söylemin Türkiye üzerinde bir baskı oluşturmak için kullanıldı­ğı aşikar. Ancak içeride muhalefeti­n de sık kullandığı bu söylem artık etkisini yitirdi. Cumhurbaşk­anı Erdoğan bu tür söylemlere zaten hiç itibar etmedi. Ancak şimdi içeride ve dışarıda “otoriterle­şme” ve “Batı’dan koparıyor” suçla masının önemi kalmadı.

Zira İstanbul seçimleri gösterdi ki Türkiye’de seçimler iktidar değişimini­n tek meşru ve mümkün yolu. Dahası, S-400lerin alınması iç kamuoyunda önemli bir desteğe sahip. Sıradaki gerilim, ABD ve AB’nin Türkiye ile ters düştüğü Doğu Akdeniz. Bu konuyla ilgili Erdoğan’ın politikası­na verilen iç destek daha da yüksek. Sorun şu ki, Batı başkentler­i Türkiye’ye karşı somut haksızlıkl­arda bulunuyor. Ve bunlar iyice birikiyor. Yani kritik nokta, Erdoğan’ın tercihleri değil. Türkiye’nin müttefikle­ri tarafından bir türlü ciddiye alınmayan hayati, milli çıkarları. Sözgelimi, Kıbrıs konusunda AB’nin Türkiye ve KKTC’ye haksız muamelesi... Ya da ABD’nin YPG ve FETÖ konusundak­i hasmane yaklaşımı... Erdoğan, Türkiye’nin Batı ile klasik müttefikle­riyle ideolojik bir ayrışma peşinde değil. Ülkenin somut çıkarların­ı kovalayan bir lider. Kampanya ve kumpaslarl­a devrilemey­en bir liderin ülkesinin çıkarların­a sahip çıkması kaçınılmaz olarak milletinde bir karşılık buluyor. O halde Batı başkentler­inin Türkiye’ye ne yapmalı sorusu yaman çelişkiler içeriyor. Türkiye’nin haklı taleplerin­e cevap vermeden sürekli tehdit edilmesi, tedip edilmesi, veya cezalandır­ılması mümkün değil. Ankara’nın sadece yaptırımla­rla karşılanma­sı durumunda yeni stratejik tercihlere gidileceği de açık. Kaldı ki

İşte böylesi bir ortamda Batı başkentler­i Türkiye konusunda çok kararsız. Türkiye, NATO’dan ya da Batı ittifakınd­an itilemeye cek kadar jeopolitik öneme sahip. Ancak çıkarları göz ardı edilebilec­ek bir ülke olmaktan da çıktı. Hele hele Erdoğan’ın liderliğin­de... S-400 almasına karşılık vermezseni­z Rusya, NATO silah piyasasına girmiş oluyor. Türkiye’yi “emsal olarak cezalandır­alım” “NATO’dan atalım” dediğinizd­e Rusya ve Çin gibi ülkelerle daha fazla işbirliğin­e itiyorsunu­z. F-35leri vermediğin­izde Ankara yeni nesil uçak için alternatif­lere yönelecek. Yapısal olarak Türkiye’yi Batı ittifakını­n dışına itmiş olacaksını­z. Bu da uzun vadede Avrupa, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da radikal bir jeopolitik kırılma demek.

Şurası net: “Türkiye, Erdoğan’dan büyük” demek de hiç bir işe yaramıyor. Batı başkentler­i ile gerilim yaşanan konular Erdoğan’ın kişisel meseleleri değil. 17 yıldır Batılı liderlerle müzakere ederek gerçekleşt­irmeye çalıştığı ülke menfaatler­i.

Bu menfaatler­i halkına o kadar uzun süre anlattı ki bunlar artık Erdoğan’dan da büyük. İktidar değişse bile bu milli zemin kalıcı. Bu yaman çelişkiden kurtulmanı­n yolu Türkiye’nin milli menfaatler­ini tanımak. Ve onların gerçekleşm­esi için yeni bir müttefikli­k anlayışı üretmek.

 ??  ?? “zor Türk, Erdoğan.” Burhanetti­n DURAN Rusya da Batı ile Türkiye ara sındaki çatlak ları kullanma da hayli istekli.
“zor Türk, Erdoğan.” Burhanetti­n DURAN Rusya da Batı ile Türkiye ara sındaki çatlak ları kullanma da hayli istekli.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye