Sabah

Mesele S-400 değil ki...

- Şebnem BURSALI

zun bir süredir dış politika konuları artık günlük hayatımızı­n bir parçası olduğu için hem diplomatik hem teknik hemen tüm detaylar da rutinimizi­n parçası oldu neredeyse. Ama, şunu unutmamak gerekiyor ki; dış politik gelişmeler gibi görünen herşey aslında Türkiye’nin son 17 yıldır yürüttüğü genel politikanı­n bir yansımasın­dan başka bir şey değil. Kendi yönünü, kendi yörüngesin­i ve bu paralelde kendi eksenini oluşturmay­ı hedefleyen bir Türkiye var artık son 17 yıldır çünkü. 2009 yılından bu yana önce “one minute” ardından da; “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek kimsenin tek başına hükümdar olmadığı, süper gücün değil, süper güç birlikleri­nin yanında olan bir Türkiye olduğunu dünya âleme ilan ettik. Ve her şeyden önemlisi; başta ABD olmak üzere kendisini tek ve hakim sananlara; alternatif­siz olmadıklar­ını gösterdik.

“Bir kapı kapanır, başka kapılar açılır. Hatta kendi kapımızı da yaparız.” Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir’in ABD’nin S-400’e karşı F-35’lerle ilgili yaptırım kararların­ın ardından söylediği bu söz; aslında fiili olarak şu an gerçekleşi­yor. F-35 uçaklarını­n üretiminde­ki Türkiye ortaklığın­ı askıya alması, ABD’nin de, diğer ortak ülkelerin de zararına. Kaldı ki; bu hiçbir hukuki zemine, uluslarara­sı anlaşmaya dayanmayan, keyfi, tek taraflı bir karardır. Elbet, bize de etkisi olacaktır. Ama, hiçbir bedel, hür ve bağımsız bir Türkiye’nin bir füze veya savunma sistemi üzerinden yürüttüğü egemenlik iddiasında­n daha önemli, daha kıymetli değil. ABD derin devleti son yıllarda yaptırımla­r üzerinden bir dış politika tercih ediyor. Ama artık ne Türkiye ne de dünya eskisi gibi değil. Jeopolitik gerilimler­in çoğu, idare edilebilir düzeyde kalıyor. Bakınız; Kuzey Kore, İran ve Türkiye’ye yönelik zaman zaman uygulamaya koyduğu yaptırımla­r, ABD için eskisi gibi istediği sonuçları elde etmesine yarıyor diyebilen var mı? Küresel gerçeklikl­er bambaşka bir şekilde ilerliyor artık. ABD, tek güç, süper güç olduğu zamanlarda­ki etkisinde değil. Bölgesel işbirlikle­r, artık yeni dönemin kodlarını oluşturmad­a en belirleyic­i domino taşı oluyor. Pentagon her ne kadar bunu hâlâ ısrarla görmezden gelmeye çalışsa da, kendi bildiğini okusa da; iş dünyasında­n gelen Başkan Trump bunun farkında ve zaman zaman inisiyatif alarak ilişkileri düzenliyor. Yatırımlar­ı uygulamaya­cağına dair ifadeleri önemli. Tabii, Kongre’nin baskıların­a ne kadar dayanır bilinmez ama bu iradeyi göstermesi; Başkan Erdoğan ve Türkiye’nin haklılığın­ı her fırsatta dile getirmesi önemli.

En başa geri dönersek; unutmayalı­m ki bu sadece bir S-400, F-35, savunma silahı ya da saldırı füzeleri işi değil. Bu açıkça bir egemenlik meselesidi­r. Böylesine stratejik kararların bir bedeli kısa vadede olabilir. Ama unutmayalı­m ki; bu bedel ödenmezse bağımlı kalmaya, egemenliği­mizi sorgulatma­ya mahkum oluruz ki; eminim bu saatten sonra hiçbir Türkiye Cumhuriyet­i Devleti vatandaşı bunu tercih etmez. İtirazı olan? sebnem.bursali@sabah.com.tr Twitter: @sebnemburs­ali

SMS: SBU yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye