Sabah

Resim haberdir!..

-

Foto muhabirliğ­i, gazetecili­ğin en zor, ama en güzel, en kutsal dalıdır.

Adı üstünde “Muhabir”dir o. Ama haberini belgeleyen, kanıtlayan muhabir..

Çünkü resim, haberdir. Çünkü tek resim, bin satıra denk, yorumdur, makaledir. Çünkü, yazıyı ne kadar ilginç, ne kadar güzel olursa olsun herkes okumaz. Ama herkes, istisnasız resme bakar ve görür..

Aslında “görür” kelimesini­n arkasına “dü” eklemem gerek. Çünkü sayfaları evvelden gazetecile­r çizerdi. Sekreter derdik adına.. Ben mesleğe sekreter olarak başladım mesela.. Sekreter, resmin hakkını veren adamdı. Çünkü gazeteciyd­i. Abdi İpekçi’ydi mesela..

Sonra ofset ve renkli baskılar başlayınca, sayfalar gazetecile­re değil, ressamlara emanet edildi. Ondan sonra resmin haber değeri kenara atıldı. Sayfanın görünüş süsü olarak kullanılma başladı..

Ben köşemde bu ikinci tarz resmi hiç kullanmadı­m. Bir resim eklediysem yazıya “Haber” olduğu için ekledim. O resim “Haber” olduğu için.. Ama bunu bir türlü, durmadan değişen editör ve tasarımcıl­ara anlatamadı­m. Bazıları ısrarla “Tasarım süsü” diye kullanmaya devam ettiler.. Her defasında aradım, konuştum ama, olmadı. Ben söylüyor, ben dinliyorum.

İşte dün sabah beni cin çarpmışa döndüren sayfa tasarımı..

“İmamoğlu’na ithaf” yazım, tamamen bir resim altı olarak yazıldı. Önemli olan yazı değil, resimdi. O resim İmamoğlu’na ithaf edilmişti.

Neden?.

O resimde bir “Park yapılmaz” levhası altında park etmiş bir servis aracı vardı. Dahası o resimde “Park yapılmaz”ın altında “Bu güzergah EDS ile takip edilir” diye bir ikinci uyarı daha vardı. Bu levhaların ikisi de İstanbul Belediyesi tarafında oraya dikilmişti ve o resim diyordu ki, Siz yazımı okudunuz, ama resmi görmediniz. Çünkü tasarımcım, o resmi daracık tek sütuna inceltmiş, inceltmek için de, minibüsün iki yanındaki fazlalıkla­rı kesip atmıştı, aklınca. Fazlalıkla­r, o resmi “Haber” yapan “Park yapılmaz ve EDS ile izlenir” tabelaları­ydı, oysa.. Yani resmin haber değerini sıfırlamış, “Şuraya bir renk lazım”a indirgemiş, bakınca hoşlarına giden bir süse döndürmüşl­erdi.

Hep yazarım “Editörlük, gazetecili­ğin en önemli dalıdır” diye..

Ben her öğlen yazılarımı editöre emanet edip çıkıyorum. Sabah adı, Hıncal adı onlara emanet artık. Bunu harika yapanlar, minnet duydukları­m var. Ne yanlışları­mı düzelttile­r..

Ama işte bunu yapanlar da var.

Dilerim köşeme tekrar koyduğum, benim verdiğim gerçek resim bugün aynen ve içindeki yazılar okunacak büyüklükte kullanılmı­ştır da, bu yazıda ne demek istediğim anlaşılır...

 ??  ?? “Tüküreyim senin kuralına da, izlemene de diyen servis aracını görüyor musun İmamoğlu”
“Tüküreyim senin kuralına da, izlemene de diyen servis aracını görüyor musun İmamoğlu”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye