Bunca sorun arasında bir de Emmanuel Macron’la mı uğraşacağız?
YAncak glo bal çaresizliğin tek nedeni kurumlar değildir. Bir de son dönemde ortaya çıkan sözde “liderler” var dünyanın başına bela olan... Bunlara bir örnek vermek isterseniz herhalde akla ilk gelecek isimlerden biri de Fransa’nın Devlet Başkanı Emmanuel Macron’dur.
Farklı özellik
1977 doğumlu Macron, yerle şik siyasi partilerin ülkesi Fransa’da “/a République en marche” adı verilen çatma bir hareketin adayı olarak seçimi kazanmıştır. Kişiliğini diğer siyaset çilerden farklı kılan özelliği ise orta okulda aşık olduğu üç çocuklu ve 1955 doğum lu öğretmeni Brigitte Macron’u kocasından ayırıp, onunla 2007 yılında evlenmesidir.
Laf yetiştirir Sözde liderler
Bu Macron neyi temsil ediyor ya da dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar dan hangisine ne çözüm üretiyor, bilen pek yoktur. Kendi ülkesinde aylardır süren Sarı Yelekliler eylemlerine bile bir çözüm üre temediği ise apaçık ortadadır. Fransız poli sinin en yoğun uğraş konusu ise Afrika kökenli göçmenleri toplama kampların dan alıp, başka kamplara yerleştirmek değil midir? Ama Macron’un yetersiz siyasal aklı, Suriye sorununa ve Türkiye’nin PKK/YPG ile uğraşmasına laf yetiştirmek konusunda çok aktiftir.
Türkiye’ye çatıyor
Macron son olarak The Economist der gisine verdiği demeçte, “Şu an yaşadı ğımız NATO’nun beyin ölümüdür” dedikten sonra, TSK’nın sınır güvenli ğini sağlamak ve terör örgütlerini orta dan kaldırmak için başlattığı Barış Pınarı
Harekâtı’nı da eleştirmiş. Macron, “ABD ve NATO müttefikleriyle strate jik karar alma mekanizmasında bir koordinasyon yok” dedikten sonra
“Bir diğer NATO müttefikimiz olan Türkiye de, bizim ilgimizin olduğu bir alanda haber vermeden askeri hare kat düzenliyor” ifadesini kullanmış.
Ne dersiniz? Bu Macron’u da günümüzün diğer gereksiz liderleri ile tarihin dipsiz kuyusunda göreceği miz zamanlar çok mu uzaktadır? eni dünya düzeninin gereksinimleri ni eski dünyanın kurumları artık kar şılayamıyor. Bunun en somut örneği Birleşmiş Milletler’in uluslararası krizler deki çaresizliği değil midir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” söylemi de Güvenlik Konseyi’nin yapı sından yansıyan bu çaresizliğin en çarpı cı biçimdeki ifadesi değil midir?