Zaman akıp geçerken: Fotoğraflar yalan söyler
Bu kadar az bil giyle bu kadar çok iddiacılık, olacak şey değil... Yaşları 45 ile 60 arası dört kar deş siyanürle intihar ettiler ve gördük ki, olayın sebe bi hakkında herkesin bilgisi olmasa da bir fikri, iddiası, hatta kesin bir yargısı var mış. Resmen ortalık karıştı. Yok, sebep alkolmüş, yok sullukmuş, aslında cinayet miş vs. Emniyetten gelen bil giler bunları yalanlıyor ama dinleyen
kim? Ama kimse kardeşlerin |mürle rini annelerinin dibinde geçirdik lerini ve anne öldükten sonra ruhsal sağlıksızlığın büyüme ihtimalini görmek istemiyor. Bana sorarsanız, sanki hisset tiğimiz bir gerçekle yüzleşmek istemiyor muş gibi iddialaşıyoruz. 0odern aile madalyonunun karanlık yüzüyle yen içinde kalıp kangrene dönüşen kırık kollarla, bir türlü hayata eklemlene meyen yetişkin çocuklar gerçeğiyle hesaplaşmaktan korkuyoruz sanki...
★★★
Benim gençliğimde eski İstanbul ailelerinin problemiydi. Yetişkin çocuk lar evlenmez, evden ayrılmaz, anne veya babalarının yanında biraz hasta bakıcı biraz çocuk kalarak yaşamayı sürdürürlerdi. Rantiye düzenleri bozu lup maddi imkanlar tükendikçe ruh sal durumları da bozulurdu. Elbette patoloMik bir dokuydu bu... Şimdi dikkatimi çekiyor. Bu tür aileler bütün toplumsal kesim lere yayılıyor.
★★★
Uzatmadan söylemek iste diğim şu: Çocuklarını haya ta dahil olmaya zorlama yan, onlara koca adam veya kadın olduklarında bile bebek muamelesi yapma yı sürdüren ve “yanımdan ayrılmasınlar” diye düşü nen ebeveynler yanlış yapıyor. Halil Cibran’ın “Ermiş’indeki sözleri hatırlat mak isterim: Ebeveyn yaydır, çocuk lar ok. Yayı çekmek gerekir.
★★★
Bir de şu “fotoğraflarında nasıl da gülüyorlar, intihar edecekmiş gibi g|rünmüyorlar” klişesini aşsak çok faydalı olacak. Koskoca gazetecile rin bile bu klişeye başvurması kabul edi lemez. Net söyleyeyim: &ahillik
★★★
Lafı kederli alandan çıkartıp keyifli bir konuya sürüklemek isiyorum ama... bu notum da tatsız. Devamlı okurlarım bilir, benim için belki en leziz yiye cek simittir. Tabii halka şekli verilip üzerine susam atılmış her hamur simit değil. Bu bakımdan tabelasında “unlu mamuller” vesaire yazan bazı pasta haneleri kınamak istiyorum. Simit diye sattıkları şeylerden utanmalılar.