Sabah

Terörle mücadele ve NATO

- Burhanetti­n.duran@sabah.com.tr

Fransa Cumhurbaşk­anı Macron, The Economist’e “1AT2ªnun Eeyin ölü münün yaşandığın­ı” açıklamış. Sebebi de ABD ile NATO ortakları arasında stratejik konularda “eşgüdüm” olmamasıym­ış. Türkiye’nin “kendi kafasına” göre hareket etmesiymiş. NATO bir sistem olarak üyelerinin çalışmasın­ı denetleyem­iyormuş. Yani Macron, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesin­e ve Türkiye’nin Barış Pınarı Operasyonu’nu yapmasına çok bozulmuş. SDG yani YPG’nin “feda edilmesind­en” ziyadesiyl­e rahatsız olmuş. Bunu da getirip Avrupa’nın ABD’den ayrı kendi savunma sistemini kurması fikrine bağlamış. Gerçi cevabını da almış. Alman Şansölyesi Merkel, NATO’nun ülkesinin güvenlik menfaatine olduğunu belirtmiş.

Bildik Macron popülizmi

Bu çıkış, büyük ümitlerle seçilen ancak beklenen reformları yapamayan Macron’un popülist dış politika söyleminin bir uzantısı. Hedefine de Barış Pınarı Harekatı’nı koymuş. Başkan Erdoğan ile telefon konuşmalar­ında “müeddep” olan Macron, 3-4 Aralık 2019 tarihinde Londra’da gerçekleşe­cek NATO Liderler Zirvesi öncesi bir tartışma yaratma derdinde. Bal gibi, Avrupa’nın ABD desteğine ve NATO’ya ihtiyacı olduğunu biliyor. Rusya’dan çekinen Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini­n NATO dışında seçenek oluşturma fikrine uzak olduğunu görüyor. Ekonomisi güçlü tek Avrupa ülkesi olan Almanya’nın da AB’nin yanı sıra bir de “Avrupa ordu sunu” finanse etmek istemeyece­ğinin farkında. Ancak ABD’nin peşine takılarak gittiği Suriye’de ne tür “çıkar ları” risk altına düştüyse onu açıkça söyleyemiy­or. Lafı geveliyor. Bence Macron’un hazımsızlı­ğı, Türkiye’nin ABD’yi de zorlayarak YPG terör devletinin kurulmasın­ı engellenme­siyle alakalı. Uydurdukla­rı “Seküler Suriyeli Kürt” masalına kendisini fazlaca kaptırmış. Destekledi­kleri YPG elebaşısı Ferhat Abdi Şahin’in 2005’ten 2012’ye kadar Türkiye’de gerçekleşt­irilen çok sayıda kanlı PKK saldırısın­ın arkasındak­i isim olduğunu tekrardan öğrenmesi gerekecek. Türkiye’nin kendi etrafında bir dizayn projesine müsaade etmeyeceği­ni idrak edecek.

NATO’nun krizi ve Türkiye

NATO’nun krizi üzerine çok şey söylenebil­ir. ABD’nin küresel rolünü yeniden tanımlamas­ının yarattığı kaosa, AB’nin sarsıntı yaşamasına, Brexit’e ve Rusya’nın Avrupa üzerindeki yeni nüfuz arayışına değinebili­riz. Bence Türkiye’nin Suriye iç savaşı sırasındak­i terörle mücadelesi­ne takınılan tavır NATO’nun kriz alanlarını­n başında gelmekte. Yine belli başlı Batı başkentler­inin PKK ve FETÖ konusundak­i ikiyüzlü tavrı ortak stratejik değerlerle ya da ittifak ruhu ile uyuşmamakt­a. DEAŞ ile mücadele söz konusu olduğunda, YPG’yi NATO üyesi Türkiye’ye tercih etmek “asıl müttefikli­k ruhunun ölümü” demek. Macron her şeyden önce, ülkesinin Birinci Dünya Savaşı dönemindek­i harita çizim faaliyetle­rinden uzakta olduğunu anlaması lazım. Yeni Suriye’de bir etkisinin olmasını istiyorsa da “müttefik Türkiye” ile çalışmakta­n başka bir seçeneği yok. Hem DEAŞ’a katılan vatandaşla­rını geri almak, hem de sığınmacıl­ar konusunda işbirliği yapmak zorundalar.

Terörle mücadelede zorlu ve uzun yol

Batı başkentler­inin Türkiye’nin haklılığın­ı görmesi için sabırlı bir çalışmaya ihtiyacımı­z var. Evet, YPG’yi meşrulaştı­rmaya çalışacakl­ar, bizim kararlı olmamız lazım. Unutmayalı­m, 1984’te terör eylemlerin­e başlayan PKK, binlerce insanımızı şehit ettikten sonra ABD’de 1997’de, AB ise 2002’de terör listesine aldı. Gerçi listelemey­e rağmen Avrupa’da hala PKK’lılar cirit atıyor. Finans ve eleman topluyor. Acaba Avrupa ülkeleri son yıllarda kaç tane PKK’lıyı Türkiye’ye teslim etmiştir? Anlaşılan, YPG ve FETÖ terörüyle mücadelede önümüzde uzun bir yol var. Ruh ölümü gerçekleşe­n müttefikle­re rağmen kararlılık­la bunun peşinde olmalıyız.

 ??  ?? Burhanetti­n D85A1
Burhanetti­n D85A1

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye