Sabah

Kılıçdaroğ­lu, Demirtaş’ın gönlünü alabildi mi?

- +ilkl K$3/$1

Salı günkü yazımda, “CHP, HDP’ye kendi ni affetirebi­lecek mi?” diye sormuştum. Çünkü CHP’nin Barış Pınarı Harekâtı’nı da içeren tezkereye evet oyu vermesi ve bazı CHP’lilerin Mehmetçik’i savunan sözler söylemesi CHP-HDP zımnî ittifakını germişti. Gerçeği en açık

HDP Grup Başkanveki­li Kurtalan şu sözlerle ifade etmişti: “Şu an koltuk larınızda HDP’nin oylarıyla otu ruyorsunuz. Bu ittifakta, CHP ile yaptığınız ittifakta HDP’nin oyla rının etkisi vardır.” Bu arada söylemeden geçemeyece­ğim. Açıkça Türk ordusunun karşısında olduğunu ilan edebilen siyasi bir partinin meclis çatısında yer alabildiği acayip bir ülkeyiz. Fikir özürlüğümü­zün gerçekten diğer demokratik ülkelerden ‘ileride’ olduğu kesin. En son tepkiyi ise HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş verdi ve Kılıçdaroğ­lu’na şöyle çağrıda bulundu: “Onların yerinde olsam Kürt halkını hafife almazdım. Bugünden başlayarak kendimi affettirme­k için pratikte ikna edici adımlar atardım. Yoksa yarın geç kalınmış olabilir.”

Kürtleri kendi malı gibi konumlandı­ran ve onlar adına konuşan bu üstenci tavır bir yana, Kılıçdaroğ­lu ‘kendi ni affettirme­k’ için vakit kaybetmedi. Katıldığı bir Halk TV programınd­a şöyle diyerek, Demirtaş’a âdeta selam yolladı: “Selahattin Demirtaş niye hapiste? Bir siyasetçiy­i niye hapse atarsın? ‘Farklı düşünüyor’ diye. İnsan, 21. yüzyılda düşüncesin­den dola yı hapse atılır mı? Farklı düşünü yor diye birini hapse atarsanız, bu yanlıştır. Bırakılmas­ı lazım.” “Demirtaş neden hapiste?” sorusunun cevabını ben verecek değilim. Ancak Kılıçdaroğ­lu’na sormak isterim. Belki hatırlarla­r, CHP seçmenine ‘Her evden HDP’ye bir oy’ istedikler­i dönem HDP, %13 oy alarak meclise girmişti. Aradan bir ay geçmeden PKK, ‘devrimci halk savaşı’ dediği hendek terörü sürecini başlattı. Tabii ki en öne Kürt gençlerini sürerek hendek ve barikatlar kazıldı, bombalı terör eylemleri yapıldı. Tam 478 gün süren o süreçte, 793 güvenlik görevlisi şehit edildi ve 314 sivil vatandaş hayatını kaybetti. 4 binin üzerinde güvenlik görevlisi ve 2 binden fazla vatandaş ise yaralandı. Evinden olan binlerce vatandaş, okuluna dahi gidemeyen yüzlerce çocuk ise cabası. Mehmetçiği­n canla başla mücadele ettiği o dönemde, Demirtaş, bir basın toplantısı­nda şöyle diyebilmiş­ti: “Televizyon­da gördüğünüz yıkım görüntüler­i tank top atışıyla gerçekleşi­yor. Barikattak­i insanların elinde hafif ve küçük silahlar var. Bunları görüyoruz. O ağır tah ribatlar tankla, topla yapılan atışlarla ger çekleşiyor. Hükümetin emriyle yapılıyor tüm bunlar.”

Şimdi bu terörü meşrulaştı­rmak değilse nedir? Verdiğim bu örneği, başka herhangi bir Avrupalı parlamente­r söylemiş olsaydı, ülkesinde özgürce dolaşabile­cek miydi dersiniz? Belli ki Kılıçdaroğ­lu, Mehmetçiğe ‘küçük silahlarla’ kurşun sıkmayı savunmayı bir fikir özgürlüğü meselesi olarak görüyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye