Asıl şimdi istifa et, Fatih Hocam!.
Ali Sami Yen tarafından “Yabancıları yenmek üzere” kurulan Galatasaray’ı baştan aşağı yabancıları oynatan, ama bırakın onları yenmeyi gol bile atamaz hale getiren Fatih Terim, Real Madrid önünde 6 gol yemenin de ötesinde oynattığı ve seyirci kaldığı rezil, ruhsuz utanç futbolundan sonra istifa etmeliydi.
Ama artık Galatasaray’a değil, “Kendine imparator” Terim, sırf kendisi için fevkalade akıllı bir taktik uyguladı..
İstanbul’a gelecek ve onu havaalanında karşılayacak seyirciden çekindiği, onların yüzüne bakacak hali olmadığı için, Madrid’den doğru Gaziantep’e gitti. Hesabı açıktı. Madrid’de zaten dibe vurmuş, perişan olmuştu. Düşeceği daha derin çukur yoktu. Antep’de de rezil olursa, orada bırakırdı, ne fark eder?.
Ama, zaten doğru dürüst futbol oynamayan Antep önünde, hakemle, makemle bir şekilde kazanırsa, araya milli maç arası giriyordu ki, bunlar Madrid Faciasının unutulması, nefes alması için yeterliydi.
Planı aynen işledi. Galatasaray Gaziantep’te Fatih Hoca’nın sezon başından beri kıyma yaptığı Ömer ve Emre Taşdemir’in iki harika hareketiyle iki gol kazandı.
Gaziantep, hele ikinci yarısında tek kale oynadığı, Galatasaray’ı ezdiği maçta, bitirici pasları ve şutları, akıl almaz şekilde beceremeyince, hakemler de fevkalade Galatasaraylı olunca kazandı.
Ertesi gün benim “Skor med yam” tam Fatih Terim’in bildiği, beklediği başlıkları attı ve yorumları yaptı.
“Galatasaray nefes almıştı. Galatasaray yeniden başlamış tı.. Galatasaray cart.. Galatasaray curt..”
Fener medyası bayram ediyor. Çünkü Galatasaray Fatih Terim’le devam edecek ve Fenerbahçe’nin yolu, hele Ali Koç’un sert açıkla malarıyla bütün hakem camiasını nasıl etkilediği ve bağladığı, Kasımpaşa maçında görülmüşken, iyice açılacak.
Peki gerçek ne?. Gerçek Terim’in sözlerinde..
Maçtan sonra “Oyunu beğen dim. Hele ilk yarıdan çok memnunum. Pozisyon verme dik” dedi.
Galatasaray’ın gururuna bakar mısınız?. Antep’e pozisyon vermemek.. Eee!. Real’den çuvalla yemek dert değil..
Peki hocam, neden sadece ilk yarıdan memnunsun?.
Çünkü Galatasaray ilk yarıda hızlı ve hırslı oynadı. Hırs, bugüne dek hep sildiğin, öldürdüğün adamlardan geldi. Ama 2-0 öne geçer geçmez, hızı sen kestin. O Allahın belası, vakitle beraber futbolu da öldüren anlamsız, ruhsuz, yana geriye, Muslera’ya futboluna döndürdün, takımı. Antep seni Real’den beter etti ama, “Finishing”leri yoktu. Bitiremediler, beceremediler de gol
yemedin.
Dahası..
Maçtan sonra “Ömer ve Emre 60’tan sonra yoruldular. Bu iki sinin maç eksikleri var” dedin.
Maç eksikleri var.. Niye var, Hocam?. Oynatmadın da ondan.. Mecburen oynattığın maçlarda Ömer takımın en iyisi iken ertesi maç gene kestin, gene kulübede oturttun. Çünkü Türkler’den nefret ediyor, başta Belhanda’n ve Feghouli’in Galatasaray’ı batıran transferlerle aldığın yabancıları oynatmak için çırpınıyordun. Bu bir.
İkincisi.. Oturup maçı beraber izleyelim de görelim mi, Emre ve Ömer niye 60’ıncı dakikada yoruldular..
Çünkü maçın başından beri, eşek gibi (Affedersiniz çocuklar) koştu bu ikisi.. 3-5-2 taktiğinde Emre, kaç tane 60 metrelik depar attı sayalım mı?. İleri.. Geri..
Ya Ömer?. Top Galatasaray’a geçtiği anda kendini gösteren, göstermek için boşa kaçan, yani “topsuz oyun” oynayan Ömer ve Emre dışında adamın var mıydı?.
Onlar Galatasaray için ölesiye oynadıkları için yoruldular Hocam!.
Söyleyecek daha çok sözüm var ama, eskiler ne demiş?.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!.
Bu camiayı, bu medyayı çok iyi bildiğin için, her şeyi kendin için kullandın ve zaman kazanmayı başardın..
Her şeyi unutturan zamanı kazandın Hocam!
Bravo!.
(Kendine) Büyük Adamsın, Hocam!.