Paris’in ışıkları yandı!..
“8mut satırları” diye başlık atmıştı, cumartesi günü Milliyet’teki köşesine, Ankara yıllarından, Rüzgarlı Sokak’tan tam yarım asırlık dostum Güneri.. (Civaoğlu..)
“Umut satırları” dediği, benim perşembe günü nerdeyse tam sayfayı kapsayan
“Henüz bitmedi.. Bitmedi ama Fatih Hocam” başlıklı yazımdan yaptığı alıntılardı..
Brugge maçında son dakikada yediğimiz gol yüzünden, Avrupa Ligi’ne devam hakkını, Paris’teki St. Germaine maçına bırakmıştık. Onu yazmıştım.. Brugge maçındaki yanlışları tane tane analiz ettikten sonra, Paris’ten niçin ve nasıl umutlu olduğumu anlatmıştım.
Güneri, beni gururlandıran yazısını şöyle bitiriyor..
“Sevgili Hıncal Dostum.
Sadece beni umutlandıran satırlarını yansıttım.
Eleştirilerinin ‘Dost acı söyler’ misali bölümleri zaten adresine vardı.”
Sevgili Güneri, Şimdi daha çok umutlan.. Çünkü Trabzon deplasmanında, Paris deplasmanının ışıkları yandı..
Fatih Hocam, bu sezon, içerde, dışarda, ilk defa “Yenemezsen yenilme” denen “Küçük” düşünceyi ve onun getirdiği “Oynama değil, oynatmama futbolu” ucuzluğunu bir kenara bıraktı.
“Yenemezsen yen” diye sürdü Galatasaray’ı sahaya..
İlk defa hızlı futbol oynattı takıma.. İlk defa bekler, rakip korner çizgisinden, açıklardan fazla orta yaptılar.. İlk defa iki stoper topu, birbirlerine ve Muslera’ya değil, ileriye oynadılar. İki stoper ilk defa bu kadar fazla ileri çıktı ve hücuma katıldı.
Bu Galatasaray’ın nerdeyse unuttuğu futboldu.. Bu yüzden çok tehlikeli gedikler verdiler ama, vazgeçmediler “Yenemezsen, yen” futbolundan..
Fatih Hoca’mın çok şikayet ettiği “Son dakika” golünü bu defa yiyen değil, bağıra bağıra atan “Galatasaray” oldu. Kapandığı için, dikkat Hocam, kapandığı için son dakika golünü yiyen de Trabzon.. 1-1 olunca da üstüne yatmadı Galatasaray.. Hayli uzun uzatma dakikalarında da ikinci gol, galibiyet peşinde koştu. Yakaladı da.. Son dakikada Emre Mor’a yapılan açık penaltıyı sadece ortadaki ve VAR’daki hakem görmedi. Ama ayni hakem Ömer’in attığı tokatı da görmedi. “İtme” muamelesi yapıp, kırmızıyı, sarıya çevirdi ya, belki de ondan..
İşte burda, eleştirilerime geliyorum.. Ömer, benim Galatasaray’da en sevdiğim, en alkışladığım, en “olmazsa olmaz” dediğim Ömer, akıl almaz şekilde Ademleşiyor.. Büyük futbolculuğu değil, sahtekarlığı ve siniriyle Ademleşiyor. En ufak temasta kendini yere atmalar.. Hem rakibe, hem hakeme, elle dille saldırmalar.. Maç içinde Ömer’i yanına çağırıp nasıl sert “Vazgeç bu işlerden” dediğini gördüm, Fatih Hocam.. Florya’daki odana da çağır ve çok sert talimat ver.. Sinirine sahip olsun ve öyle sahtekarlıklara tenezzül etmesin. Yoksa güvenilmez adam olur. Takımı ne zaman 10 kişi bırakacağı belli olmaz.
Ömer’le de, Adem’le de teke tek meşgul ol. İkisi de fevkalade yararlı, önemli futbolcular. Kaliteleri fevkalade yüksek. Onu kullansınlar değişmez olurlar..
İkincisi.. Maç sonu konuşmalarına baktım. Israrla ve inatla hala ve hâlâ Belhanda ve Feghouli’yi savunuyorsun.. Galatasaray’ı eksik oynatan da değil, rakipten oynayan adamları.. Vazgeç bu inattan Hocam.. Paris maçı öncesinde, o yerler için yenilerini düşünmen ve Trabzon maçında hazırlaman gerekirdi.
Emre Mor, 90 dakika oynamalı, maçtan sonra da, onu yanına alıp, hatalarını bir bir anlatmalıydın. Takımın lideri yok. Muslera lider değil.. Kendi 18’i içinde bile lider değil. Bu yüzden durmadan “Duran top” golü yiyor Galatasaray.. Kadronda Selçuk’tan başka lider futbolcu yok.. Onu hazırlamanı tavsiye etmiştim, perşembe yazımda.. Rakipten oynayan Belhanda’ya tahammül ettiğine göre, Selçuk haydi haydi oynardı, hele maçtan önce moral olarak da hazırlasan. Ama yapmadın Hocam. Hâlâ Belhanda, hâlâ Feghouli inadından vazgeç artık!. Nihayet her şey bütün çıplaklığı ile ortaya çıktığına, artık en Fatih Terimci kalemler bile bu ikisinin iflasını yazmak zorunda kaldıklarına göre Hocam, unut artık onları.. Sil defterinden bu iki ruhsuzu..
Paris’te kazanırsan bu zaferi sana yazacaklar Hocam..
“Galatasaray bitti demeden bitmez” senin lafın.. O lafın dolduracak manşetleri.. Bunu hiç ama hiç unutma Hocam!. Trabzon maçında Paris’in ışıklarını yaktın!. Hadi bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük “Avrupa Takımı” Galatasaray’ı gene Avrupa Ligi’ne taşı!.