Sabah

Doğu Akdeniz’de yüzyıl öncenin bakiyesi

- Sebnem.bursali@sabah.com.tr Twitter: @sebnemburs­ali SMS: SBU yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81

Tam yüzyıl önceden bir bakiye söz konusu Doğu Akdeniz’de. Akdeniz’e en uzun sahili-kıyısı olan Türkiye’nin denklemden dışlanmak istemesi de bu bakiyenin eseri zaten. Yıllardır kendi akışına terk edilen Libya meselesind­e, Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanları ve askeri işbirliği mutabakatl­arı sonrasında birden kıymete bindi ve hatırlandı Libya’daki iç savaş. Oysa; Mısır’ından Yunanistan’ına, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden İsrail’e, İtalya’ya kadar ne güzel de paylaşıyor­lardı ses siz sedasız Doğu Akdeniz’deki muh temel enerji kaynak larını.

Onların bu oyununu, Libya Ulusal Hükümeti ile yaptığı anlaşmalar­la tam da can damarından kesintiye uğratan Türkiye’yi hala oyun dışı bırakma hamleleri devam etmiyor değil.

Alın işte; geçen perşembe günü Kahire’de toplanan malum 7’li (Mısır, Yunanistan, GKRY, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin) Doğu Akdeniz Gaz Forumu adı altında bir Gaz Birliği kurdular ve Türkiye, Suriye, Lübnan, Libya ve KKTC’yi bu forum dışında bıraktılar. Oysa; Türkiye ve Libya arasında varılan anlaşma, Doğu Akdeniz’de her tür enerji paylaşımın­ı da boru hattı döşemeyi de Türkiye’nin onayı olmaksızın asla ve asla mümkün kılmıyor.

Konuyu Libya ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler­e getirme sebebimiz elbette, dün Libya özelinde Berlin’de düzenlenen konfresans­ı da kapsıyor. 8 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşe­n Erdoğan- Putin görüşmesin­den çıkan ateşkes çağrısının, Libya’daki taraflarca olumlu karşılanma­sı, Serrac’ın ateşkesi hem sözlü hem yazılı taah hüdüne rağmen Rusya’nın muhatap olduğu isyancı Hafter’in son anda masadan kalkarak Moskova’yı 13 Ocak’ta terketmesi ile Libya’da işler yine çıkmaza girmiş gibi göründü.

Almanya’nın devreye girmesi ve Alman Dışişleri Bakanı’nın bizzat Bingazi’ye giderek Hafter’i ikna etmesiyle, Berlin sürecinin de önü açılmıştı. Yukarıda isimlerini tek tek saydığım ve bu sürece dahil olan ülkeler ile Libya’daki taraflar Serrac ve Hafter’in bir anda aynı çizgide buluşmasın­ın zorluğu ortada. Ama; gelinen sürecin iyimser olmak için yeterli bir adım olduğu da çok açık.

Burada benim altını özellikle çizmek istediğim konu elbette Türkiye’nin konumudur. Türkiye; her ihtimali göz önüne alarak ve hatta sadece B ve C planları değil, alfabenin tüm harfle rini kapsayacak şekilde tüm planla malarını yapmış durumda. Bunu geçen hafta görüştüğüm­üz Hazine ve Maliye, Dışişleri, Milli Savunma Bakanları ile bizzat Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın sözlerinde­n zaten görüyoruz. Libya’da sadece masada değil, sahada da bizzat olmanın avantajı bizde. Bugün gelinen noktada ateşkesin sağlanması ve sonrasında siyasi çözümün gelmesi en tercih edilen formül hiç kuşkusuz. Ama, herhangibi­r sebepten yol kazası halinde Libya’da yeni bir denklemin sözkonusu olması Türkiye’den çok Avrupa ülkelerini ve diğerlerin­i endişelend­irecektir. Libya’da olası bir savaşın kaza nanı olmaz. Ama, çoklu kaybedeni olacağı açık. Yeni bir göç dalgasının ihtimali, Türkiye’den çok Avrupa’yı korkutuyor. Bu sefer denklem değişti. Suriye’den farklı olarak en büyük faturayı Türkiye değil, başkaları ödeyecekti­r. O yüzden herkes bir kez daha düşünerek adımını atacaktır.

 ??  ?? Şebnem BURSALI
Şebnem BURSALI

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye