Sorun: Hayati Çare: Hayatın devamlılığı
Hepimiz, bir bilim kurgu filminin setinde veya bir sosyal deneyin parçası gibi hissetmeye başladık. Ütopik romanlardaki senaryoların gerçek olması bir yana böyle bir acının tam orta sında olmak da şoke edici. =ira konu, Ve aynı zamanda “hayatın devamlılığıyla” da doğrudan bağlantılı. Yani... Bir yandan yeni tip koronavirüs salgını ile tıbbi alanda her türlü müca dele verilirken, diğer yan dan toplumun dinamizmi ve ekonominin canlılığı da korunmak zorunda An itibariyle... Sağlık Bakanlığı’nın gayretleri, hasta lığın yayılmasını olabildiğince önlemek ve en kısa zamanda düşüşe geçmesini sağla mak üzere. Bu iradenin netice verebilmesi ise mutlak manada “teması azaltmak tan ve tedbiri artırmaktan” geçiyor.
Bilgi eksikliği, ilgisizlik, duyarsızlık, özünden kopmuş kadercilik, neme lazım cılık... Adına ne derseniz deyin, “hayat eve sığar” çağrısının yüzde 100 karşılık bulmaması, bu virüs belasından kurtulma nın süresini uzatacak, her biri birbirinden kıymetli canları alacak, tüm insani ve tica ri zincirin kırılmasına yol açarak, katlanıla cak ortak maliyeti ciddi oranda artıracak.
Bilinen öyküdür.
Satrancın mucidi, Hint kralı tarafın dan ödüllendirilmek istenir. “Dile ben den ne dilersen” sözü üzerine mucit, “Bulduğum bu oyunun birinci kare si için bir buğday, ikinci karesi için iki buğday, böylece her karede, bir önceki karede aldığımın iki misli buğday istiyorum” der. Başlangıçta küçümsenen bu hesap, günümüz dünyası nın 33 yıllık buğday hasılatına denk gelen bir büyüklüğe ulaşır. Yani, çarpan etkisi ile artan bir tablo ortaya çıkar. Koronavirüs salgınındaki tırmanma eğiliminin, taviz siz uyulması gereken kurallar gözardı edil dikçe katlanarak zirveye çıkacağı çok açık. İşte bu yüzden, yüzleştiğimiz riski fırsata çevirmemiz de mümkün, kayıp yıl hüznü yaşamamız da.
Eldeki veriler, farklı projeksiyonlar nisan ayında kontrol altına alınabilecek salgına en geç haziran ayında “yeni nor male” geçişe işaret ediyor. Bu kritik eşiği aşabilirse, Türkiye hem devlet ve millet bağışıklığı bağlamında dışsal şoklara karşı kalıcı direnç geliştirmiş olacak hem de tüm kutuplaşma iddialarını altüst ederek yerli ve milli kabiliyetlerini ulusal çıkarlar etrafında buluşturabilecek. Halihazırdaki motivasyonla aşı geliştirmeye, solunum cihazı ve yerli tanı kiti üretmeye yönelen Türkiye, geleceğin dünyasının tehditlerine karşı daha hazırlıklı hale gelecek.
Ve son bir nokta...
Yazıya da yansıttığım karikatürün kısa ama sarsıcı biçimde özetlediği gibi...
Kovid19 dalgası her ülkenin kıyısına çok sert vurdu. Lakin bu dalganın kırılma sı bizim elimizde. Aksi takdirde arkadan gelen dalga küresel durgunluğa dair alarm zilleri çaldıracak kadar büyük. İşte bu nedenle, Türkçe tercümesi ile “Ellerinizi yıkadığınızdan emin olun. İşte o zaman her şey daha iyi olacak.”