Yağdır Mevlam Su!..
Başlığım “Yakından Kumanda/ Yüksel Aytuğ” köşesinden transfer. Hafta sonunda şöyle yazmıştı, sevgili dost.. “Uzmanlara göre coronavirüs önlemleri için harcanan ekstra miktarlar nedeniyle ortalama su tüketimimiz yüzde 25 oranında artmış.
Malum, kurak bir kış geçirdik. Barajlarımız yaz için şimdiden tehlike sinyalleri veriyor. Buna bir de salgın için harcadığımız fazladan su eklenince durum iyice vahim hale geldi. Hep birlikte yağmur duasına çıkacağımız günler yakın gibime geliyor.” İki şey hatırlattı bana, Yüksel..
Biri, o ünlü şarkı..
Yeni çıktığı yıllar. Hepimizin dilinde.. Roma Olimpiyat Stadı’nda o muhteşem televizyoncu Kenan Onuk’la (Işıklar içinde yatıyor) Dünya Atletizm Şampiyonası sabah seansını TRT’de anlatmışız. Basın Merkezi’ne geçeceğiz. Hava cehennem sıcağı. Stadın kapısından kan ter çıktık. Yolun tam karşısı, merkez. Dilimize takılmış, birlikte mırıldanıyoruz.
“Yağdır mevlam su!..”
..Ve birden gök delindi. Aynen delindi. Güneş yok oldu. Bir yağmur.. 30 metre ötedeki merkeze gidene kadar, ıslanmadık yerimiz kalmadı. Nasıl derler.. “Donumuza kadar” ama sözlük anlamı ile donumuza kadar.
Diner dinmez otele gidip çamaşır değiştirdik. İkincisi..
İstanbul’da o korkunç su kıtlığı günleri.. Çeşmeler akmıyor. Tankerler mahalle mahalle dolaşıp su satıyorlar. Belediye Başkanı Nurettin Sözen, bulutları gümüş bilmem ne ile bombalatıyor, yağmur yağdırsınlar diye.. Tık yok. Bursa’dan tanker gemilerle İstanbul’un suyu taşınıyor iyi mi?.
Değirmen dönmez suyla, İstanbul dönecek. O ara seçimler yapıldı. Sözen kaybetti. Kırk tane aday olunca oylar bölündü. Yüzde 24 gibi bir oyla hiç tanımadığımız bir genç adam Başkan oldu.
“Öyle bulut bombalamakla, rıhtıma tanker yanaştırmakla bu iş olmaz. Bir Yağmur Duası’na çıkarız. Mevlam yollar” dedi, genç adam..
..Ve inanmazsınız.. Ne yağmurlar yağdı. Hatta Sabah’ın o zamanki tesislerini, İki Telli’de sular, seller bastı da, hemen karşıda ama daha yukarda kalan Hürriyet’e gidip yemek yedik. Sabah da, Hürriyet tesislerinde basıldı, günlerce..
O günden bu yana, İstanbul bir daha su kıtlığı çekmedi.
O zaman İstanbul’un başkanı o genç adam, bugün Türkiye’nin Başkanı.
Recep Tayyip Erdoğan!.