‘Değerler’ ve ‘kurumlar’ ciddi iştir
Küreselleşme’ kavramı ‘mal, hizmet, beşeri kaynak, bilgi ve teknolojinin sınır tanımaksızın erişebilirliği’ idiyse, bu kavram ‘özgürlük’, ‘insan hakları’, ‘eşit adalet’ ve ‘kapsayıcı kalkınma’ kavramla rının oluşturduğu bir değerler bütünüyle ancak anlam kazanıyordu. 1989’da ‘Berlin Duvarı’ yıkıldığında, sadece ‘Soğuk Savaş’ın bitimi ni değil, aynı zamanda ülkele ri ‘değerler’ boyutunda bir birinden ayıran ‘duvarlar’ın da yıkıldığı temennisi yeşer mişti. Bu nedenle, güçlendi rilmiş uluslararası kurumlar üzerinden ‘daha parlak bir
adına bir ‘değerler manzumesi’ oluşturulacağı umudu önceliklendirildi.
Son 30 yıllık deneyim, ‘insanlık’ adına güçlendi rilmesi gereken değerler için ağır bir ‘samimiyet sizlik’ süreci olarak geride kaldı. Dünyanın önde gelen ülkeleri, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, ulusla rarası kurum ve birliklerin çatısı altında, ‘açlık ve yoksulluk’, ‘terörle mücadele’, ‘iklim değişikliği’, ‘kapsayıcı sağlık imkanları’ ve ‘kapsayıcı kalkınma’ adına ‘samimi’ bir birliktelik, ortak bir duruş ortaya koya madılar. Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden ülkeler, bu kavram çerçevesinde kaza nılmış değerleri korumakta başarılı olamadılar ve ‘popülizm’in ve ‘aşırı sağcılaşma’nın ürkütücü yükselişine birlikte şahit olduk.
Demokrasiye hayli uzak ülkeler ise, bu konuda neredeyse hiç bir adım atmadılar. Daha acısı, dünya ekonomisinde ve ener ji tedarikinde oynadıkları rol nedeniyle ve/veya kimi önde gelen ülkelere sağladıkları özel ‘ayrı calıklar’ nedeniyle kendilerine ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ konusunda derli toplu bir çağrı veya baskı dahi yapılmadı. Bu nedenle, ‘küreselleşme’ denen kavramın içi salt ‘mal ve hizmet ticareti’ ve ‘sermaye hareketleri’ boyu tuyla sınırlı kalarak, boşaldı, boşaltıldı. Daha beteri, bölgesel ölçekte, ülkeler birbirleri ara sında yeniden ‘duvarlar’ oluşturmaya ağırlık verdiler. Koronavirüs küresel salgını, tam da bu üzücü, karamsar tablonun üzerine geldi. Ülkelerin aynı uluslararası kurumlar ve örgüt lenmeler altında ‘birlikte hareket etme kültü rü’ zafiyeti geçirdikleri bir dönemde, küresel virüs salgını, ‘değerlere bağlılık’ ve ‘kurum ların saygınlığı’ boyutunda bir ‘örselenme’ye sebep oldu. Telafisi adına yeni bir ‘uyanış’ ve ‘birlikteliğin’ ivedilikle gerekli olduğu bir ‘örseleme’. Önümüzde, dünyanın bugün ve geleceği adına, ‘değerler’i ve ‘kurumlar’ı tekrar ‘ciddiyetle’ ele almamız gereken meşakkatli; ancak bir o kadar da ‘elzem’ bir süreç var. Ülkeler, bundan sonraki süreçte ‘demokratik’ veya ‘otokratik’ olup olmadıkla rı yönünde sorgulanacaklarına; satt küre sel sorunlar noktasında ‘pragmatik’ veya ‘dağınık’; ‘keskin-kararlı’ veya ‘yumuşak-kararsız’ gibi kavramlarla betimlenir; dünyanın geleceği için üzerinde hassasiyet le durulması gereken ‘değerler bütünü’nü kendi ellerimizle ‘değersizleştirir’, ‘anlamsızlaştırır’sak; gelecek nesiller adına en büyük kötülüğe imza atmış oluruz. Z ve Alfa kuşağı için kayıp bir dünyadır, bu. 7ürkiye, bu yönüyle, koronavirüsle müca delesini, ortak değerler manzumesini öncelik lendirerek, öncelikle ulusal, sonrasında ulusla rarası ölçekte ‘birlik’ ve ‘dayanışma’yı güçlü kılarak, insani değerleri el üstünde tutarak yürütmektedir ve yürütecektir. Küresel virüs le mücadele bir şekilde geride kaldıktan sonra, küresel ölçekte ‘evrensel’ değerler adına, insanlık ve umut veren bir gelecek adına, 7ürkiye’ye her zamankinden daha önemli görevler düşecek. kerem.alkin@sabah.com.tr SMS: KA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL)