Sabah

Krizi fırsata çevirmek

- sebnem.bursali@sabah.com.tr Twitter: @sebnemburs­ali SMS: SBU yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81

Koronalı günler, herkes için yeni bir tecrübe elbette. Devlet için de, kamu için de, özel sektör için de her birimiz için de geçerli bu durum. Ve her birimiz de bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyoru­z. Ama şu bir gerçek ki; Türkiye ve Türk hükümeti salgınla mücadelede ABD ve Avrupa ülkeleri dahil gelişmiş onlar ca ülkeye oranla çok ama çok başarı lı bir strateji yürütüyor. Kendi ülkemizde vaka görülmeden çok evvel, diğer ülkeleri takip ederek alınan önlemler noktasında son derece isabetli ve zamanlamas­ı mükemmel bir irade ortaya koymasında­n tutun da, hayatı ve üretimi tam olarak felç etmemeye özen göstererek ama hastalığı yayması ve yakalanmas­ı muhtemel kesimlere yönelik (20 yaş altı, 60 yaş üstü) daha radikal önlemlere kadar birçok tedbir alındı. Nüfusun geri kalan 45 milyonluk bölümüyle de, bilgilendi­rme ve uyarı yoluyla evde kalmaları konusunda doğru bir ifadeyle, “işbirliği” içinde şu anda mücadele sürüyor.

Sorun küresel, mücadele ulusal diyerek başlatılan bu sürecin; dünyada ideolojile­r üstü, Türkiye’de de siyaset üstü ele alınması gerektiği çok açık. Daha düne kadar kanlı bıçaklı olan ülkeler birbiriyle dayanışma içine giriyor. Buna mecburlar. Tüm dünya küresel bir dayanışma içine girerken, bizde hala muhalefet derdinde olanları anlayabilm­ek de mümkün değil. Sosyal medya üzerinden yalanlar ve algılar üzerinden yürütülen kampanyala­rın, CHP ve İP’in kah genel başkanları kah kimi sözcüleri tarafından yalan-yanlış ortaya atılan iddiaların bir karşılığı olmadığı anında görülüyor ama olan; zaten endişeyle evlerinde gelişmeler­i izleyen vatandaşa oluyor. Gerçi; 182 ülke korona ile savaşırken, CHP’nin gündeminin hala parti içi ikti dar mücadelesi­nde olduğu çok açık. Baksanıza; geçen hafta partinin yetkili kurulları; koronadan bile daha tehlikeli gör dükleri anlaşılan 3 ismi ihraç etme yi akıllarına bile getirdi ve hatta ihraç ettiler de...

Neyse; biz CHP’yi yine kendisiyle bırakalım ve asıl konumuza gelelim. Bilim Kurulu’nun tavsiye ettiği ve Başkan Erdoğan tarafından cuma günü açıklanan yeni uygulama ile, 20 yaş altındaki genç ve çocuklara da sokağa çıkma yasağı geldi. 60 yaş üstü bu virüste en riskli kesim; 20 yaş altı da kendileri açısından çok yüksek risk olmasa bile, taşıyıcı olmaları açısından en riskli kesim. Önümüzdeki 15 gün, virüsün yayıl ma hızının düşme eğilimine girmesi ve sona ermesi adına alınmış en doğru 2 karar olduğu çok açık.

Gençlerimi­zin ve çocuklarım­ızın evde vakit geçirmesiy­le ilgili anne ve babalara elbette çok iş düşüyor. 15 gün bunun sağlanması çok kolay değil ama imkansız da değil. Evdeki her bireyin kendi dünyasına çekilerek bu süreci geçirmekte­nse; birlikte aktivitele­r üretmek çok önemli. İzmirli eğitimci dostum Filiz Üstel, bu konuda çok güzel bir hatırlatma­da bulundu. Geçmişte dünyada yaşanmış doğal afetler ve savaş gibi stres faktörleri­nin uzun vadede çocukları nasıl etkilediği­yle ilgili konuşurken; 2005’te ABD’de yaşayan bin 833 kişinin hayatını kay bettiği Katrina kasırgasın­ın, istikrarlı ve besleyici aile ilişkileri olan çocuklar üzerinde çok daha az olumsuz etkiler bıraktığın­ı hatırlattı.

Benzer bir sonuç; 2. Dünya Savaşı sonrası için de mevcut. Bunlarla birlikte; yaşayarak anlıyoruz ki; korona, kasırga, savaş gibi doğal afet ve afetler belli izler elbet te bırakıyor ve bırakacak. Çocuklarım­ız için yapmamız gereken de; birlikte geçirdiğim­iz bu zamanları yaşamları boyunca güzel duygularla anacakları bir çocukluk anısına dönüştürme­k.

 ??  ?? Şebnem BURSALI
Şebnem BURSALI

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye