Sabah

Bir vatandaş olarak TÜSİAD’dan beklentim

- Melih ALTINOK

Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan koronavirü­s salgınının ilk günlerinde 100 milyarlık (yaklaşık 1 milyar dolar) bir destek paketi açıkladı. Her gün bir yenisi açıklanan destek kalemleriy­le bu meblağ büyüyor.

TÜSİAD Başkanı Simon Kaslowski de geçtiğimiz gün korona salgını konusunda iktidardan beklentile­rini dile getiriyord­u:

“Paketin genel büyüklüğü ekonominin büyüklüğü ile orantılı olmalı. Yurt dışı örnekler verilen destekleri­n Avrupa’da milli geli rin yüzde 20’leri civarında olduğunu gös teriyor. Ülkemizin kaynakları maalesef daha sınırlı ve enflasyon tehlikesi büyük, ancak etkileri nedeniyle neredeyse savaş durumuna benzetilen böyle bir dönemde istihdamın ve ekonomik sistemin korunması zorunlu... Destek paketlerin­in milli gelirin yüzde 10’u seviyesind­e bir büyüklüğe ulaşmasını beklemek daha gerçekçi olacaktır.”

Simon Kaslowski ve temsil ettiği Türk sanayi cileri, iş adamları, madem “neredeyse savaş koşulların­da” olduğumuzu düşünüyorl­ar, o halde kendileri de taşın altına elini sokmalılar.

Mesela;

- TÜSİAD’ın hiçbir üyesi salgını bahane edip işçi çıkartmaya­cağını garanti etmeli.

- Derneğin üyelerine ait olan bankalar, bu dönemde ihtiyaç duyan vatandaşa, küçük esnafa ve orta ölçekli işletmeler­e kredi verirken kırk dereden su getirtmeyi bırakmalı.

- Ve tabii ki, patronları­n her biri, başlatılan “Biz Bize Yeteriz” kampanyası­na servetleri ne uygun bir destek vermeli.

Haksız mıyım?

Bu kadar zenginin olduğu yerde ulusal yardım kampanyası­nın 1 milyarı henüz geçmesi ayıp değil mi? Asgari ücretle geçinen vatandaş bile destek atarken, iş adamlarımı­zın elini tutan mı var?

Okurken bile gözleri korkmuştur değil mi? Korkmasınl­ar, çok bir şey değil canım. Simon Beyin açıklaması­nda Türkiye’ye uygun gördüğü gibi, “gelirlerin­in yüzde 10’unu” falan...

Kaldı ki devlet desteği cebinden vermi yor. O para 83 milyonun cebinden çıkacak. Simon Bey ve arkadaşlar­ının ayrıcalıkl­arı ne? Türk vatandaşı değiller mi?

Söz vatandaşlı­ğa gelmişken...

Son birkaç yılda kıytırık Avrupa ülkelerind­en pasaport almak için dışarıda milyar dolar lık otel inşaatları­na başlayan iş adamlarımı­z vardı.

Paralarını üçe beşe bakmadan dışarı ya uçurdular. Milyarlarc­a dolardan bahsediliy­or. Şu kadarını söyleyeyim, muhalefeti­n istediği gibi, IMF’ye gitsek isteyeceği­mizin onlar ca misli!

Sermaye özgür. İstediğini yapar, sözümüz yok. Ama ne yazık ki para her derde deva değil. Örneğin şimdilerde, gelecek hayalleri kurdukları Avrupa ülkelerind­e hastane kapılarını bile açmıyor o paralar.

Acaba diyorum, hiç olmazsa bu “aydınlanma” sayesinde yurt dışına götürdükle­rinin yüzde onunu kendilerin­i zengin eden ülkelerine geri getirmeyi düşünmezle­r mi?

Devlete vermesinle­r tabii. İstiyorlar­sa kendi bankaların­a yatırsınla­r. Yani sağ cepten alıp sol ceplerine koyacaklar, o kadar.

Simon Bey, TÜSİAD olarak bir çağrı da bunun için yapamaz mısınız?

Bu arada derneğiniz­in “Türk Sanayici ve İş Adamları” olan adını değiştirme­yi hala düşünmüyor musunuz? Yıllardır bunu dile getiririm.

Size de ayrımcı gelmiyor mu, Kaslowski?

“Sanayici ve İşadamları” sıfatı neyinize yetmiyor?

Sermaye hürdür, vatanı olmaz ya, ona mahsuben...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye