Cumartesi notları: İçten içe yaşlanmak...
* elişmeler, hepimizle acı acı dalgasını geçiyor... Daha birkaç ay öncesine kadar “Çocukları bil gisayar ekranı nın başından kaldıramıyo rum” diye dert yanan, hatta peda gog kapılarını aşın dıran anneler şimdi uzaktan eğitim için çocukları ekran başında tutmaya çalışıyor. İlk bakışta çocuklar için sorun yok tabii. Her türden ekranı seviyor lar. Saatlerce başında kalabilirler. Fakat ne için? Ders için mi? Orası fena halde şüpheli.
★★★
Ekran öğretir. Bu net. Ama ekran asla “okul” değildir, olamaz. Okulun olumlu olduğu kadar olumsuz yan larıyla da devasa bir sistem olduğu şimdi kafalara dank ediyor. Okul, insa nı “hiza”ya sokar, ekran ise öyle bir “yol”a düşürür ki, geri dönüşsüzdür...
★★★
Buyurun, bir ibretlik ironi daha!... Bireysel sağlık reçeteleriyle ilgi lenen kalmadı artık. “Gemisini kur taran sağlık kaptanları” özel hasta nelerin çağrı merkezlerinden utangaç reklamlar veriyorlar ama ilgilenen yok. Zaman kolektif tedirginlikler ve kolektif kurtuluş beklentilerinin zamanı! İnandırıcı mı? Zor öyle olma sı. Çünkü kapitalist yaşam biçiminde kolektivite sabun köpüğü gibidir, yüze yi kaplasa bile çabuk söner... Bir de şu “60’larımdayım ve çok dincim” ekolü var ki, artık tam anlamıyla peri şan haldeler. Pandemi politikaları hep sine “yaşlanmayı” emretti! Aslında her yaş içten içe yaşlanıyor bu günlerde...
★★★
Bazen insanın aklına takılıyor. Sosyal paylaşım imkanları olma saydı, birbirimizden uzaklaşma ya bu kadar boyun eğer miydik? O halde?.. Neyse arkasını getirmeyeyim; bazı şapşallar komplo teorisi ürettiğimi sanacaklar.
★★★
Dondurma mevsimlik tat olmak tan çıktı, bu kesin. İçinde gerçek don durmanın bulunmadığı endüstriyel ürünleri severek büyüyen çocuklardan artık dondurmayı her mevsim yemek isteyen gençlerin dönemine geldik. Şehirde iki yeni artizan dondurma cı var. Meraklısı için not etmiş olayım: Anadolu Hisarı’ndaki Buontalenti Gelateria ciddi Floransa rüzgarı esti riyor. Şaşkınbakkal’daki Ponte di Gelato’da ise enfes çeşitler var.
★★★
Bir aydır Ahmet Haşim’de takılıp kalmış haldeyim... Şu mısralara bakın: “Yorgun gözümün halkalarında/ Güller gibi fecr oldu nümayan.”
hasmet.babaoglu@sabah.com.tr SMS: HASMET yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 face
book.com/hasmetbabaoglu.sabah