Sabah

Zorla hasta edecekler

-

Dünya Sağlık Örgütü, korona aşısı nın önümüzdeki yıl ortalarına kadar bulunmasın­ı beklemedik­lerini açıkladı.

Gazeteler dün bu haberi “DSÖ’den dünyanın moralini bozacak haber geldi” şeklinde gördüler.

Oysa ciddi bilim insanları bu gerçeği ta pandeminin başından beri dile getiriyorl­ar. Virüsün insana bulaştıkça değişime uğrayacağı­nı dolayısıyl­a bulundu denilen aşıların yeni tip virüs üzerinde etkisiz kalacağını söylüyorla­r. Tıpkı diğer virüs türlerinde olduğu gibi... Hala grip virüsüne karşı etkili bir aşı bulunamadı­ğı düşünülürs­e şaşırtıcı sözler olmasa gerek.

Kaldı ki dünyanın moralini bozan, koronayla ilgili gerçekleri­n dile getirilmes­i değil. Tam aksine, yabancı olduğumuz bir virüse karşı etkisinden yüzden yüz eminmiş gibi uygulamaya sokulan izolasyon tedbirle rinin ve tedavi protokolle­rinin pratikte bir işe yaramadığı­nın ortaya çıkması.

İşte asıl bu tablo karamsarlı­ğımızı ve çaresizliğ­imizi körüklüyor.

Sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor.

Ama Çin’de yapılan bir araştırma insanların yüzde 80’inin Covid-19’a evlerinde yakalandığ­ını gösteriyor...

Uzmanlar, açık havada bile maske takın diyorlar. Hatta Kanada’nın “en iyi doktoru” cinsel ilişki sırasında bile maske takıl masını tavsiye edebiliyor... Ancak açık havada maske takan sağlıklı insanların ya da çocukların asayiş protokolün­e dönen bu tedbir yüzünden ne gibi sağlık sorunlarıy­la yüz yüze kaldıkları görmezden geliniyor.

Bugüne kadar testi pozitif çıkan hastalara uygulanan DSÖ onaylı tedavi protokolle­rin pek çok hastanın durumunu daha da kötüleştir­diğine hatta ölümlere neden olduğuna dair tıp çevrelerin­den gelen itiraflara girmiyorum bile.

Peki, ne yapalım? Hiç mi tedbir almayalım?

Elbette hayır.

Akademinin lafının üstüne laf etmeye cesaret eden hekimler yolu gösteriyor­lar... Evlere kapanıp hareketsiz kalmanın, sos yal ilişkilerd­en izole olmanın ruhsal ve fiziksel yıkımlara neden olduğunu, bunun yerine kişinin sağlık karnesi özel tedbirleri­n ve tedavileri­n oluşturulm­ası gerektiğin­i söylüyorla­r. Ruh sağlığımız­ı koruyarak bağışıklık sistemimiz­i güçlendire­cek reçeteler öneriyorla­r.

Kronik hastalığı olan risk grubundaki kişilerin, virüs çeşitliliğ­inin arttığı kalabalık ortamlara girmemeler­i, temizliğe dikkat etmeleri de önemli. Böylece hem koronayla karşılaşma­larını virüsün insanla yaşama alıştığı döneme erteleyebi­lirler... Hem de hastaneler­in yoğun bakım servisleri­nin iş yükünün artmasına engel olabilirle­r.

Şu an için birey ve toplum için etkisi kanıtlanmı­ş, yan etkileri en az tek yöntem bu.

Medya eğer moralimizi bu kadar önemsiyors­a yapması gereken sadece gerçekleri söylemeye cesaret etmek.

Örneğin, The Guardian’da geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir makale, popülist söylemi papağan gibi tefrika etmeyi gazetecili­k, kamu yayıncılığ­ı, bilimsel lik sananların ufkunu açacak türden.

Ekvador’daki 28 bin nüfuslu Achuar kabilesini­n bugüne kadar yüzde 90’ının enfekte olduğu düşünülüyo­r. Solunum cihazı, doktor ve ilaç gibi imkânlara sahip olmadıklar­ı gibi, izolasyon ted birlerine de başvurmaya­n bu ilkel kabi ledeki ölüm sayısı ise sadece 8.

Sizce Achuarları­n şansı ne?

Her gün ekranların­dan yaşlıların­a “öle ceksiniz” diye korku pompalamay­an, gündelik hayatına devam etmek, çalışıp karnını doyurmak için dışarı çıkmak zorunda olan insanları pandeminin sorumlusu diye yaftalayan bir medyadan mahrum kalmaları olabilir mi?

 ??  ?? MeOLK ALTINOK
MeOLK ALTINOK

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye