ORUÇ REİS KUZEY AFRİKA'YI ENDÜLÜS GİBİ OLMAKTAN KURTARDI
Doğu Akdeniz’deki Oruç Reis gemimiz bana kahraman Türk denizcilerinin Kuzey Afrika’yı Hıristiyanlaştırılmaktan kurtarmalarını hatırlattı
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne ait sismik araştırma gemisi MTA Oruç Reis Doğu Akdeniz’de gururumuz oldu. Oruç Reis isimli bir de firkateynimiz var. Oruç Reis, Türkler’in Afrika’ya hakim olup, bu bölgelerin Hıristiyanlaşmaktan kurtulması yolunda ilk adımı atan kahraman bir Türk denizcisidir. Bu denizcimiz hakkında, İslam Ansiklopedisi’ndeki “Oruç Reis” maddesi ile Fuat Carım ve Muzaffer Arıkan’ın kitaplarından geniş bilgi edinilebilir.
MİDİLLİ’DE DOĞAN GÜNEŞ
Oruç Reis, Barbaros Hayreddin Paşa’nın da ağabeyidir. Barbaros kardeşlerin babaları Yakup Ağa Vardar Yenicesi’nden bir Türk’tü. Yakup
Ağa, Fatih döneminde Midilli’nin fethine katılıp, daha sonra bu adada kalmıştı. En büyükleri İshak, ondan sonrakiler Oruç, Hızır, en küçükleri ise İlyas adını taşıyordu. Oruç Reis, Yakup Ağa’nın dört oğlundan ikincisiydi. En büyükleri İshak, Midilli’de kalmıştı. Oruç Reis ise adada yaşamasından dolayı gençliğinden itibaren, reisliğe heves ile bir tekne yaptırarak, ticarete başladı. Ancak kardeşi İlyas ile birlikte, Suriye’ye doğru bir seferdeyken Rodos şövalyelerinin baskınına uğradılar. İlyas şehid olurken, Oruç Reis esir düştü. Bir müddet şövalyelerin gemisinde kürek çeken Oruç Reis gemi karaya yaklaşınca, kaçmayı başardı.
Oruç Reis, esaretten kurtulduktan sonra denizciliğe devam etti. Şehzade Korkut’un yardımıyla bir gemi yaptırarak, korsanlığa başladı. Osmanlı tahtına Yavuz Sultan Selim’in geçmesi ve Oruç Reis’in Şehzade Korkut’un adamı olmasından dolayı, Barbaros kardeşler, Anadolu kıyılarından ayrılıp, Tunus’a gittiler.
Oruç reis, Afrika kıyılarına geldikten sonra İspanyol ve diğer Hıristiyan gemilerine rahat vermedi. Şöhreti bütün Batı Akdeniz sahillerine yayıldı. Gözünü daldan budaktan esirgemeyen Oruç Reis, bir seferinde kardeşi Hızır Reis’in muhalefetine rağmen İspanyollar’la çatışmaya girmiş ve orada kolundan yaralanmıştı. Kangren olmağa yüz tutunca yaralı kolu kesildi. Ancak bir kolunu kaybetmesi bile Oruç Reis’i engellemedi.
KAHRAMANCA ŞEHİD DÜŞTÜ
Barbaros kardeşler, Afrika kıyılarında bazı adaları elegeçirdiler. O sıralarda İspanyollar, Afrika kıyılarına hakim olmaya çalışıyorlardı. Cezayir işgal edilmek üzereydi Oruç Reis, Cezayir’e giderek, İspanyollar ile mücadeleye başladı. Bu durum, İspanyollar’ı telaşa düşürünce, 15.000 kişilik bir kuvvet ve bir donanma 1516’da Cezayir’e gönderildi.
İspanyollar, Cezayir’e gelerek, karaya asker çıkarıp ve kaleyi kuşattılar. Bazı Arap kabileleri de İspanyollar’a yardım ettiler. Oruç Reis’in şiddetli direnişi karşısında İspanyollar geri çekildiler. Oruç Reis, artık Cezayir Sultanı’ydı.
Kuzey Afrika’nın en büyük şehirlerinden Tlemsen hükümdarı,
İspanyollar ile ittifak edince, halkı hükümdarlarına karşı vaziyet alarak, Oruç Reis’ten yardım istediler. Oruç Reis, bunun üzerine Tlemsen’e sefere çıktı. Oruç Reis, bölgeye hakim olunca İspanyollar, 1518’de Tlemsen’i Türkler’den geri alıp, eski hükümdarını tahta geçirmek için bir sefer tertip ettiler. Oruç Reis, şehri şiddetle savundu, ancak şehir halkı eski hükümdarlarına teveccüh ettiler. Yiyeceği ve cephanesi, kalmayan Oruç Reis, 40-50 kişilik maiyeti ile, bir gece sabaha karşı kaleden ayrıldı.
Oruç Reis ve adamları, Salado Nehri’ne vardığında İspanyollar’la karşılaştılar. Oruç Reis, ırmağı geçti, ancak arkada kalan adamlarının İspanyollar tarafından öldürüldüğünü görünce geri dönüp, çatışmaya girdi. Tek kollu aslan, kahramanca çatışmasına rağmen kalabalık İspanyollar karşısında şehid düştü. Oruç Reis’in şehid edilmesi üzerine birçok kilisede ayinler yapıldı. Başı kesilerek İspanya’ya gönderildi.
Oruç reis, Afrika’daki Türk hakimiyetinin ilk adımını atmıştı. Kardeşi Barbaros Hayreddin tarafından bu eser tamamlandı. Afrika, Endülüs gibi Hıristiyanlaşmaktan kurtuldu.