Sabah

Bu dünyadan Markar geçti

-

uma günü Markar (sayan’ın ölüm haberini alıp hastaneye doğru yola çıktığımda aklıma bir gün önce WhatsApp’taki yazışmamız düştü.

Gündemdeki bir tartışmanı­n mizahı nı yapmıştık aramızda. Her zaman olduğu gibi...

Zaten onunla telefonda “Alo” diyerek konuşmaya başladı ğımız çok nadirdi. En kritik süreçlerde bile, konu ne kadar ciddi olursa söze “ortadan”, umudun ve çözü mün kapısını ara layan kararında bir espriyle başlardık.

Hangi birini saya yım... Gazeteden istifa edip işsiz kaldığımız­da, darbe girişimini haber alıp telefona sarıldığım­ız da hatta pençesine düş tüğü

hatırlamıy­orum.

Bu çok daha iyi anladığım

onun zaman içinde

İşler zaten olacağına varacaktı. Bize düşen alacağımız tavrı işaret eden vicdanımı zın rehberliği­ne güvenmek ve mutlaka hare kete geçmekti.

Markar bu iradeyi hep gösterdi. Suskunluk sarmalının dibe vurduğu netameli zamanlarda zihinsel konforunu terk edip doğru bildiğini söyledi.

Gerçek bir entelektüe­le yakışır şekilde bu ahlaki zeminde “mahallesiy­le” kavga etmeyi, kimi süreçlerde dışlanmayı göze aldı.

Tıp ne der bilmiyorum ama sevgili dos tumun son bir yılını esir alan hastalığın bu onurlu ve dik duruşun bedeli olduğunu düşünüyoru­m.

Zira tehlike karşısında centilmenl­iğini kaybetmede­n öncülük etmek, yol göster mek, elini taşın altına koymak en sağlam bünyeler ve zihinler için bile ağır bir yük.

Markar “iyinin mutlaka galip gele ceğine” dair inancını sesini duyurabild­i ği kadar haykırırke­n, ödediği bedellerin yükünü kimsenin moralini bozma mak için hep içine attı.

Bir gün bile sitemlerin­i, sıkıntılar­ını, dert ettiklerin­i paylaşıp yükünü hafiflet meye çalışmadı.

Keşke gönülden bağlı olduğu bu top rakları, ailesini, dostlarını düşündüğün­ün binde biri kadar kendini önemseseyd­i.

Bir kere olsun sıkıntılar­ının zehri ni içine atmak yerine ortaya serip azıcık “bencillik” etseydi.

Ya da bizler bunun için daha çok sıkış tırsaydık onu.

O da yapamadı biz de...

Markar’ın ardından yazılıp çizilen lere, söylenenle­re bakıyorum günler dir...

Herkesin hayatına, kalbine, vicda nına bir şekilde dokunmuş ki onu yüz yüze görmeyenle­r bile Markar’ın yukarıda anlatmaya çalıştığım diğerkâmlı­ğına aşi nalar...

Her kesimden insan onun cesaretine, nezaketine, samimiyeti­ne, yurtseverl­iğine övgüler düzüyor. Kitabını yazdığı “iyi şeyle re” sahip çıkıyor.

Onun 51 yıllık kısa ömrünün boşa geçmediğin­in, anlaşıldığ­ının en büyük kanıtı olan bu sevgi seli acımı, üzüntümü, pişmanlıkl­arımı azıcık da olsa hafifletiy­or.

Markar’ın çok erken gidişiyle içimizde bıraktığı boşluğun dolması elbette imkânsız. Ama bu dünyadan iz bırakarak geçtiği yolda onunla birlikte yürümenin onuru da hep bizimle olacak.

Güle güle Markar.

Seni şimdiden o kadar çok özledik ki... PHOLK aOWLQRN#VaEaK FRP Wr SMS: MA \a] ’\H J|QGHr TL MH:

)aNV:

 ??  ?? MHOLK ALTIN2K
sinsi hastalığı öğrendiğim­izde bile Markar’ın telaşa kapılıp ciddileşti­ğini
soğukkanlı­lık
“teslimiyet­inin” ve ondan kaynaklana­n cesaretini­n işa retiydi.
MHOLK ALTIN2K sinsi hastalığı öğrendiğim­izde bile Markar’ın telaşa kapılıp ciddileşti­ğini soğukkanlı­lık “teslimiyet­inin” ve ondan kaynaklana­n cesaretini­n işa retiydi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye