Sabah

Yapay geri zekâ

- Salih.tuna@sabah.com.tr

Sosyal medya envaiçeşit ayartıcı özel likleriyle gündüz gözüyle hayatları (mızı) çalıyor. Hayat gitgide tüketilen forma dönüşü yor haberimiz yok!

Mesela, özellikle gençler / çocuklarım­ız gittikleri her yeri gördükleri her şeyi paylaşı yorlar sosyal medyadan.

Çokluk “Like” almak için...

O anı yaşamak varken neden kendileri ni “jürinin” takdirine sunarcasın­a sahneye (sosyal medyaya) atıyorlar?

“Mutlulukla­rını” paylaştıkl­arını mı sanı yorlar?

Başkaların­ın beğenisine sunulan bir hayat nihayetind­e baş kalarının beğenece ği “hayatları” yaşama ya sürüklenme­k değil midir?

Kestirmede­n söyle yeyim:

Böylesi bir hayat vaha sanılan çöldür, mutluluk getirmez...

Peki “yaşanmaya değer hayatı” çocuk larımıza kim göstere cek?

★★★

Kabul etmek zorundayız: Sosyal medya çocuklarım­ızı elimizden aldı. Beğenileri­ni, hayallerin­i, umutlarını yapay zekâ şekillen diriyor artık.

Özgürleşec­eklerini sandıkları platform da yapay zekânın kullanışlı “ürünlerine” dönüştüler ne yazık ki.

Gözlerimiz­in önünde oluyor her şey! Gözümüzün nuru çocuklarım­ız sosyal medya seylâpları­na kapılmış gidiyor!

Hiçbir şey yapamıyoru­z, dahası ne yapacağımı­zı bilmiyoruz. Korkunç büyük çaresizliğ­imiz budur!..

Diriliş muştucusu Sezai Karakoç üsta dımız “Hızırla Kırk Saat”inde şöyle demişti:

“Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmedin­iz / ( .... ) / Kardeşim İbrahim bana mermer putları / Nasıl devireceği mi öğretmişti / Ben de gün geçmez ki birini patlatmaya­yım /Ama siz kağıttakil­eri ve keli melerdekin­i ve sözlerdeki­ni / Nasıl sileceği mi öğretmedin­iz...”

★★★

Farkındayı­m, çok ağır sözler söylüyo rum...

Fakat geçen yazımda söz konusu etti ğim belgeselde (6RFLDO 'LOHPPD) Google, Facebook, Twitter, Pinterest, gibi uygula malara katkı sunan Silikon Vadisi’nin profesyone­lleri çok daha ağırını söylüyor lardı.

Cep telefonu elinden alınan bir çocuk “deneyi” vardı mesela. Hiç de yabancısı olmadığımı­z...

Sosyal medyanın farklı gerçeklikl­er / haberler üzerinden yönlendird­ikleri profille ri kutuplaştı­rarak nasıl “iç savaş” çıkardığı nı şu çarpıcı örnekle anlatıyorl­ardı:

Myanmar’da internet deyince herkesin aklına Facebook gelirmiş. Zira, cep tele fonunu satın aldıkları mağazada Facebook yüklenir bir de hesap açılırmış. Haliyle tele fonda ilk açtıkları ve açmayı bildikleri tek şey Facebook olurmuş. Gelgelelim, yapılan bir araştırma sonucunda Facebook’un kor kunç bir manipülasy­ona hizmet ettiği anla şılmış! Öyle ki Rohingyalı Müslümanla­ra karşı şiddeti teşvik etmenin vasıtasına dönüşmüş. Toplu katliamlar, yakılan köy ler, tecavüzler ve diğer ciddi insanlık suçla rı sonucu 700.000 Rohingyalı Müslüman ülkeden kaçmak zorunda kalmış!..

Ne kadar korkunç!..

Şu sözler de mezkur belgeselde­n: “Algoritmal­ar ve manipülati­f politikacı lar bizi kışkırtmak­ta uzmanlaştı­lar ve ger çek sanacağımı­z sahte haberler yaratma yı, kafamızı karıştırıp o yalanları yutturmayı çok iyi öğrendiler. Kimliğimiz ve inandıklar­ı mız üzerindeki kontrolümü­z azalıyor gibi...”

Tehlikenin farkında mısınız?

 ??  ?? Salih TUNA
Salih TUNA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye