AVRUPA’NIN HASTA ADAMI: FRANSA
Fransa’da Macron yönetiminin İslamofobik tutumunun ardından polisin gazeteci, sığınmacı ve göstericileri hedef alan müdahalesi zirve yaptı. Gelinen noktada Fransız demokrasisinin etkinliğini yitirdiği belirtiliyor
Fransa’da yönetimin Müslümanlara yönelik baskıları ile Meclis’te kabul edilen ve tepkiler üzerine yeniden gözden geçirileceği açıklanan polisin müdahale alanını genişletecek Genel Güvenlik Yasa tasarısına karşı düzenlenen protestolar ülkeyi demokrasi sınavında zora sokuyor.
ŞİDDET SARMALINA GİRDİLER
Fransa’nın demokrasi sınavında Avrupa’nın “hasta adamı olduğu” ve “şiddet sarmalına girdiği” yorumları yapılıyor. Ekonomik ilerlemede yavaşlamaya, sağlık sisteminde tıkanmaya yol açan Kovid-19 salgınıyla mücadeledeki politikalar, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümetinin ekimden itibaren Müslümanları, İslami kuruluşları hedef alan adımları Fransa’yı içeride ve uluslararası arenada tartışmalı konuma sürükledi.
DIŞ POLİTİKA HEZİMETİNİN YANSIMASI
Macron’un Suriye, Irak, Libya, Lübnan, Doğu Akdeniz, Azerbaycan-Ermenistan çatışma ve meselelerinde başarısızlıkla sonuçlanan manevralarının, ülkeyi iç politikalarda çıkmazın eşiğine sürüklediği değerlendirmeleri yapılıyor. Yönetimin iç politikasının yetersiz olduğu ve aşırı sağcı zemine kaydığı, dış politikada sömürgeci gelenekten kurtulmadığı bu nedenle 2022 cumhurbaşkanlığı seçiminde
SESSİZ KALDILAR
Öte yandan Fransa’daki polis şiddetine yönelik Batı basını genelde sessiz kalmayı tercih ediyor. Avrupa basınının son zamanlarda Fransa’da görmezden geldiği bazı olaylar;
■ Gösteriler neredeyse hiç haberleştirilmiyor.
■ Polisin protestoculara yönelik şiddeti görülmüyor.
■ 10 yaşındaki çocuklara ‘terörist’ muamelesi yapılmasına karşı sessiz kaldılar.
■ Macron ve heyetinin nefret söylemi yaymasını izliyorlar.
■ Polisin gazetecileri dövmesine bile ses çıkarmıyorlar.
■ Göçmenlerin yaka paça çadırlarından atılmasını umursamadılar.
■ Macron yönetiminin haberleri yayından kaldırmasına göz yumdular.