KILIÇDAROĞLU’NUN ‘BEDAVA AŞI’ YALANINI BELGEYLE ÇÜRÜTTÜ
ürkiye, dört bir yandan kuşatıl mışken içeride ki huzuru bozacak her tür sert çıkışa karşıyım. Atatürk de bu başlık lardan birisi. Kendimi hiçbir zaman Atatürkçü olarak tanımlamadım ama gençlik yıllarımdan beri hep Atatürkçü kimliğini ve öznesini anlamaya çalıştım. Hatta yüksek lisans tezim üzerinden yayınlanan “Türkiye’nin ‘Ölmeyen’ Babası” isimli kitabım da bu gayretimin bir ürünüdür.
Bununla beraber Atatürk’ü asla hakkın da konuşulamayacak bir tabu haline getiren sertliğe de karşıyım. Bu radikalliğin son kur banı Furkan Bölükbaşı isimli bir akademisyen oldu. CHP Milletvekili Tuncay Özkan’ın, ev ve annesinin iş telefonuna kadar sos yal medyada yayınlayarak linç oklarının hedefi yaptığı Bölükbaşı’nın iki “suçu” var.
Birincisi, aktris Zsa Zsa Gabor’un kendi otobiyografisinde anlattığı ilk birlikteliğinin Atatürk’le olduğu iddiası üzerine ekşisözlük’te açılan “Atatürk’ün 15 yaşındaki kızla iliş kisi” başlığına yazdığı bazı cümleler. Dikkatinizi çekerim, başlığı açan kendi si değil.
“Ciddi bir iddia olduğu kesin. Bununla bir likte bazı Kemalist forumlarda mantık hatala rı da yakalanmamış değil. Atatürk 56 yaşınday ken, Gabor’un 20 yaşında olması gerekiyor, ilişkilerinin beş yıl sürdüğünü anlatıyor ama Atatürk 57 yaşında ölüyor” şeklinde devam eden bir paragraf ile Latife Hanım’ın da Atatürk’ten 17 yaş küçük olduğunu hatırlatan, “Aynısını dindar bir lider yapsa sübyancı yaftası yerdi” diyen başka bir paragraf...
Diğeri ise “Etiler’de uzatılan Atatürk kartpos talını, ‘Atatürk’ü sevmi yorum, teşekkürler’ diye rek geri verdim. Hayatta tadabileceğim her şeyi tattım” şeklinde çocuksu, zaten 20’li yaşların da attığı bir tweet. Buna kötü mizah diyebi liriz, öncekine provokatif diyebiliriz ama Atatürk’ü aşağıladığını iddia edemeyiz. Ancak savcılık en üst sınırdan ceza iste diği için Bölükbaşı 1 yıl 6 ay hapis ceza sı aldı!
Kaldı ki “İslâm ahlaksızdır. Muhammed ahlaksızdır. Takipçileri ahlaksızdır. Günde beş vakit d .... rak gerçeğe vara mazsınız” diyen müptezeli bile beraat etti ren bir yargımız olduğunu unutmayalım. Ya da milletvekili Ravza Kavakçı’ya “köpek” ve “pis domuz” diyenleri bile beraat etti ren oldukça “geniş” bir “ifade özgürlüğü savunucusu” yargı kararları olduğunu da hatırlatırım.
“Atatürk bu milletin bağrından yetişmiş olan bir insandır. Bu ülkeye büyük hizmetleri olmuş bir insandır. Ne Atatürk’ü ne de bir başkasını özel bir yasayla korumanın bir anlamı yoktur” diyen Kılıçdaroğlu’nun partisi eliyle yol açılan bu haksızlık İstinaf’tan döner ve düşün celeri ile kara mizah anlayışı yüzünden bir akademisyenin hayatı bozuk para gibi harcanmaz diye umuyorum.