Açıp açıp kapatmak
dok partili demokrasiye geçtiğimiz günden beri parti kapatmaya da alıştık. Cumhuriyet’in ilanı ile 1946 arasın da 2 tane parti kapatmıştık.
Sonra Anayasa Mahkemesi’nin dev rede olduğu dönemde partilerin sürekli kapatılmasıyla sayı galiba 50’ye ulaştı.
Ama Türkiye’nin en büyük seçilmiş partisi, yani Celal %ayar ile Adnan 0enderes’in Demokrat Partisi, 1960 sonrasında Ankara’da bir asliye hukuk mahkemesi tarafından kapatıldı.
Kimse de bunu garipsemedi.
Haydutlar bastı zannetmiş
27 Mayıs günü hatırlıyorum; rah metli sanatçı Necmi Rıza Ahıskan’ın ağabeyi, saf ve temiz bir insandı.
Sabah radyoyu açınca askerlerin bildirisini duymuş: “Türk milletinin içine düştüğü kardeş kavgasını önlemek için Silahlı Kuvvetlerimiz duruma müdahale etmiştir. NATO’ya ve CENTO’ya bağlıyız.”
Necmi Rıza’nın ağabeyi 3 gün doğru düzgün konuşamadı. Durmadan kekeliyordu.
Hayatında ilk defa ordu yerine “Silahlı Kuvvetler” kavramını duy duğu için radyoyu haydutlar bastı zan netmiş.
Yani biz böylece “demokratik darbeler!” konusunda da bilgi sahi bi olduk.
Ya Fetullah’ın partisi
Şimdi gündemde yine parti kapat maya ilişkin yaygın konuşmalar var.
Burada ilgi çekici olan, galiba parti kapatma konusunda gücümüz yeterse sadece HDP kapatılacak. Ama terörist başı Fetullah Gülen’in partisini kapat maya kimsenin gücü yetmiyor.
Ayrıca bu partinin kaç tane komise ri, kaç tane bölge yetkilisi olduğu bilin miyor.
Sadece Kılıçdaroğlu’nun, 0eral Akşener’in, Abdullah Gül’ün, Fetullah Gülen’e karşı aşırı özenli dav randıkları görülüyor.
Recep Tayyip Erdoğan 30 sene dir Türkiye’yi A’dan Z’ye değiştirmeyi, reforme etmeyi başardı.
Ancak son durum şu: HDP’nin kapatılması konuşulabiliyor ama PKK konusunda böyle şeyleri konuşmak mümkün değil.
Ayrıca PKK konusunda fazla ileri gidilirse Amerika’nın öfkeleneceğinden de endişe ediliyor.
Ne diyelim, yaşasın demokrasi.