Sabah

Kanuni’den Bâli Bey’e

-

diyerek iki tuğunu üçe çıkarmak, yani vezirlik verilmesin­i talep etti. Ancak yaptığı işler karşısında gururlanan

1530’lu yılların başında gönderdiği hatt-ı hümayunund­a, “Berhüdar olasun! İki cihanda yüzün ak olsun! Ekmeğim sana helâl olsun! Bir tuğ istemişsün. Ama Gazi Bâlî Bey, senin için henüz bir tuğ zamanı değildür.

Gerçi sen bize bu hizmetleri ve iyiliği eyledün. Ben de senün iyiliğin karşılığın­da üç iyilik yaptım. Birincisi size unvanıyla hitap ettük. İkincisi sana hilat gönderdük. Üçüncüsü Hazret-i Peygamber’in sancağını verdük. Sana bu üç şeyle ikramda bulunduk. Bunların üzerinde asla bir ihsan olmaz.

Şimdi sen de bu iyilikleri­n şükrünü yerine getirmeye gayret eyleyesün ve her işi Allah’tan bilesün. Ve asla nefsine gurur getirmeyes­ün. Kendü kılıcın ile bu kadar memleket fethettim demeyesün. Memleket önce Allah’ın, sonra Hazret-i Peygamber’in, sonra da Allah’ın izniyle halifenind­ür! Ve bey olmak iki kefeli terazidür. Bir kefesi cennet, bir kefesi cehennemdü­r.

Sen gözleri uyurken kalpleri uyanık olanlardan ol. Her şeyin başı adalettür. Sen de adaletle hükmederse­n her günün ibadete sayılur. Allah cümlemizi âdil kullarında­n eyleye” diyerek tarihe geçen bir cevap verdi.

Bâli Bey’in talebine

karşı tarafından yayınlanan yani kendi hatt-ı hümayunla,

el yazısıyla şu

“Padişaha yakın emri yazmıştı: sultanları­n olan seçkinleri­n

ve meliklerin övüncü, müşrikleri­n kendisine güvendiği,

ve kâfirlerin katledicis­i

Lalam Gazi Bâli itibarlı

Bey’e, yüce fermanım bilesin sana

ki, gönderdiği­n ulaştığınd­a okunduktan sonra mektup ulaştı

ve 18 kale içindekile­r malumumuz

fethetmişs­ün, oldu. Âmire’ye 30 bin kızak Tersane-i

gönderüp, 60 Berhüdar bin baş olasun! göndermişs­ün.

İki cihanda yüzün Ekmeğim sana ak olsun!

helâl olsun! Bir tuğ istemişsün. tuğ zamanı Ama Gazi Bâli

değildür. Bey bir ve Gerçi sen bize

iyiliği eyledün. bu hizmetleri Ben de senün iyiliğin

üç iyilik yaptım. karşılığın­da Birincisi size ‘emirü’l-müminin’

unvanıyla hitap sana hilat gönderdük.

ettük. İkincisi Peygamber’in Üçüncüsü Hazret-i

sancağını verdük. şeyle ikramda Sana bu üç

bulunduk. Bunların bir ihsan olmaz. üzerinde

asla Şimdi sen de

bu iyilikleri­n getirmeye gayret şükrünü yerine

eyleyesün ve bilesün. Ve asla her işi Allah’tan

nefsine gurur Kendü kılıcın getirmeyes­ün.

ile bu kadar demeyesün. memleket fethettim

Memleket

Hazret-i Peygamber’in, önce Allah’ın,

sonra sonra halifenind­ür! da Allah’ın izniyle

Ve bey olmak iki Bir kefesi cennet, kefeli terazidür.

bir kefesi Sen gözleri uyurken cehennemdü­r. ol. kalpleri uyanık

Her şeyin başı olanlardan hükmederse­n adalettür. Sen

her günün de adaletle cümlemizi ibadete âdil sayılur. Allah

kullarında­n eyleye! ve bey olarak Serasker

hükmünün geçtiği zulümden kıyamet yerlerde olan senin gününde biz azarlanırs­ak

eteğine yapışurum. yakanı Şayet o gün utanmayup

selamet ile alasun. işte kullanmak Ve bir adamı istersen asla dış

görünüşüne itimat eylemesün! Çok kimseler vardır

ki elinde fırsat vakit iyi yüzlerini olmadığı gösterirle­r. Eline ise Nemrud olur. fırsat geçtiğinde

Özetle insanları edüp kanaat sahibi tecrübe olasun, elbette

Göz kulak açasun! aldanmayas­un.

Şayet beyler ve iyi adam olsa halkın hakkı, vekiller

hâli iyi olur. Halk, beylerin otlağı gibidür.

Her kim hataya düşerse hâli yaman

olur. Ve bazı kişiler ki gündüz oruç vardır

tutar, gece namaz putperest mala kılarlar. Fakat

muhabbet edenlerdür. sevmekten başka Halkı

mal sen azdırıcı nesne de fani olan olmaz. Şimdi

şeye meyletmeye­sün

göstermeye­sün! ve muhabbet harcayasun. Nimeti Allah’ın

Kerem kulları için

elini açasun. çok sakınasun! Haset etmekten

Malımızın geliri yetmez diye huzursuz harcamalar­ımıza

olmayasun! İhtiyaç ve zaruret

olursa buraya Mevcud olan hazineden bildiresün!

sana üç, dört harçlık vermeye yüz kise

aczim yoktur. mallarını Fethedilen kalelerin

ve erzakların­ı hazinesi içün Müslümanla­rın

muhafaza asla rızam yoktur. eylemeyesü­n.

Buna geri Hazine için bir kalanını İslâm miktarını alıp

askerlerin­e dağıtasun. askerlerin­ün hakkıdır İslâm İhtiyarlar­ını ve askere riayet

baba eyleyesün. bilesün. Daha

kardeş bilesün. aşağıdakil­erini Daha aşağıların­ı Oğullarına merhamet

oğul bilesün. Kardeşleri­ne ve şefkat

ikram idesün. eyleyesün. Babalarına eyleyesün. İslâm hürmet

askerine bir şekilde ve sıkıntı zorluk

çekdürmeye­sün. yaşayan Allah’ın

Ve o diyarlarda kulları fakirleri Sadakaya muhtaç koruyasun. bulunanlar­ın beytülmal-ı yiyecek ve giyecekler­ini

müsliminde­n Fakirler, Hakk’ın karşılayas­un. kuludur, beytülmal-ı

Allah’ın kullarının müslimin (Peygamberi­mizin hakkıdur. Ve sadatlarda­n

soyundan gelenler) yerleşik olan varsa orada

bunların isimlerini

İstanbul’a bildüresün. arz ile

Devlet tarafından

vazife verüp, Peygamber tı evladına b çekdürmeye­sün.

Ve fakir h zahireleri­nden

başka yarım a ğuna ve bunların

rencide olu yoktur ki bizim

halkımızın ra halkı görüp onları

kıskansun Meyilleri ve muhabbetle­r Mümtaz kadılardan

ve fazile derdüm. ordu kadıs

Vardıkda en güzel edesün. ş ce hatırını kırmaktan ulema çokça s

peygamberl­erin ri vakfetmeyi vârisi

murat eylemişs olsun fethedilen

köylerin he kabulümdür.

Vakfı istenen rini köylerin m

gönder ve senden evladından sonra

gelen padişahla Beylerbeyi ve

sancakbeyi v İslâm ehlinden

her kim ki s yet eylemezse

Allah’ın lane olsun! Kıyamet

gününde da manlık ederüm.

Şimdi ey Gazi uğruna Bâli Bey, s

ve saltanat işleri gücünün için

yettiği kadar çalışas larını saklayasun. sün Atın yürüy

ve kılıcını muhafaza açasun. ede

zikrini tekrardan açık ve uzak gizli erenlerin

himme na muska edüp

benüm hayır Allah bahtını açık düşmanları ve kılıc

üzerine seni dai muzaffer eyleye!

İki cihanda bilüp emr-i şerifimle

amel ed (1531-1532).”

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye