Herkes futbolsever olsa, kriz kafada biter!
5üzgâr püfür püfür...
Şu çay bahçesinde hava sıcak lığının 30 dereceye vardığını his setmek imkânsız.
Biraz ötemde ağaç gölgesindeki masalarına art arda çay söyleyip her seferinde çayın zam lanmasından şikâyet eden iki emekli var.
On dakikadır gazetelerine göz gez diriyorlar.
Ama gözlüklü olanı gazetesinin katlanmış spor sayfa sını sertçe elinden bırakıp birden “.riz mriz yok arkadaş!” diye bağırıyor. Çok kızgın.
“7ransferlere bak, on milyon avrodan aşağısı konuşulmuyor. Bizim paramıza bir çevirsene, çevir hadi!”
Hayatın vitesini boşa almış gibi görü nen hafif göbekli arkadaşı kıs kıs gülü yor: “Yahu futbolla oyalanamazsan, asıl o zaman kriz! Anlamıyorsun, her kes batar, sen ben, şirketler ama kulüp ler kalır.”
Gözlüklünün ne cevap verdiğini işite miyorum.
Bu kez kafasını sinirli biçimde salla dığına göre, “Olmaz böyle şey, yazık bu paralara!” diye söylendiğine eminim.
6onra mera kım gıdıklanı yor...
Netten transfer haberlerine bak maya başlıyorum. Haydaa!.. Benim de öfke katsayım yükseliyor.
Hele bir takım yabancı futbolcular var ki, onlar için Türk futbol piyasası şahane bir yer...
Yıllar önce geliyorlar, sonra gidiyor lar, gittikleri yerde işler sarpa sardı ğında dönüp yine bizim takımlarla “yağlı” bir anlaşma yapıyorlar.
Hani “bulun maz Hint kumaşı” olacak bir yanları da yok...
$ma hepsi de bizim borçları sürekli affedilen, ötelenen, ertele nen kulüplerimizin gözdeleri.
Bir kez futbolun dışına çıktım ya... Gazetelerin transfer dili de artık garip geliyor bana...
Bütün transfer haberlerinde “geçen sezon dikkat çekici performans gösteren futbolcu” deyimi geçiyor.
Oysa istatistiklerine bakın ca insanın uykusu gelir, o kadar vasatlar! “Yalan dünya” deyip duruyoruz ya...
Bu dünyanın en yalan yüzünü de modern insan icat etmiş: Futbol...
Yahu bu kulübün daha geçen gün yüz milyonlarca liralık borcu yok muydu; bir euro kaç lira eder gibi sorular anlamsız bu dünya da...
Düşünüyorum da...
0etaverse gibi şeylere ne gerek var, her kesi futbolsever yapın, olsun bit sin işte!