Sabah

Albayrak gördü bir el engelledi!

- DİLEK GÜNGÖR

Enerji arz güvenliği... Rusya-Ukrayna savaşından sonra herhalde en çok duyduğumuz mesele... Malumunuz, Rusya Avrupa’ya gazı kesince hem fiyat arttı hem de Batı enerji kriziyle karşı karşıya kaldı. Şimdi AB ülkele ri, uğrunda çıkış stratejile­ri hazırladık ları, birer birer kapattıkla­rı, taah hütlerde bulundukla­rı termikleri­ne geri dönüyorlar. Hani şu ‘çevreye zararlı’ dedikleri santraller­e... Almanya, Hollanda, Avusturya, İtalya art arda ‘kömüre dönüş stratejile­ri’ni belirliyor!

Ne ilginç değil mi?

Daha düne kadar yok Paris İklim Anlaşması, yok karbon emisyonu, yok fosil yakıtlar diyorlardı.

Her şey çöp mü oldu!

Merak ediyorum, AB bundan sonra yeşil mutabakatı­nı nasıl uygulayaca­k? Veyahut iklim anlaşması rafa mı kalkıyor? O zaman sınırda karbon vergisini dayatabile­cekler mi? İklim kriziyle mücadele etmeyecekl­er mi? Neyse...

Sorular uzar, gider.

Benim dikkat çekmek istediğim başka bir husus aslında...

Bundan 4 yıl önceydi.

Hatırlayın, Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dönemin de ‘Milli Enerji ve Maden Politikası’nı kurguladı. Bugün denizde kendi milli gemilerimi­zle bulduğumuz doğalgazla meyvesini topladığım­ız politika... Orada ‘yerli kömür’ başlığına da parantez açıldı. Albayrak, ener jide arz güvenliği ve cari açık için bu konunun üzerinde hassasiyet­le duru yordu. Elektrik santraller­inde ithal yeri ne yerli kömür kullanılac­aktı. Hem vatandaş ucuza elektrik sağlanacak­tı, hem cari açık azalacaktı, hem de kömür madenciliğ­i geliştiril­ecekti.

Ne oldu peki?

Evet 2018’de kamu ve özel sektör birlikte 100 milyon tonun üzerinde yerli kömür üretimiyle Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı.

Ama kömür stratejisi bakanlığı döneminde Berat Albayrak’ın içinde kalan bir uhde oldu.

Hatta Berat Albayrak ‘Burası Çok Önemli!’ kitabında aynen şunları yazdı: “Biz yol haritasını uygulamaya aldığımızd­a şunu gördük ki, bir el, Türkiye kendi kömürü nü kullanması­n diye hep devrede. Bu maden meselesind­e de böyle. Çevreci olarak nitelenen bazı yapılar, kömür meselesind­e sürekli bizi buradan geri durmaya ve itmeye çalıştı.”

Hakikaten de o dönem öyleydi. Albayrak’ın stratejisi açıklanır açık lanmaz muhalefet partileri, çevre örgüt leri, STK’lar, bazı medya organları düğ meye basmış gibiydiler.

Öngörüsüzl­ük mü dersiniz, yoksa o dönemde yeşile oynayan Batılıları­n manifestos­unu peşinen kabullenme mi bilinmez... Ama CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğ­lu çıkıp “Türkiye kömür lobisine teslim olmuş durumda, Batı neden enerji lobilerine teslim olmuyor” diyordu. Muhalefet yandaşı gazeteler “Damat Berat Albayrak’ın kömür inadı yüzde 29 zam getirir” diye manşet atıyorlard­ı. Albayrak’ın kömüre dayalı enerji santraller­ini destekleme kararının elektrik fiyatını artıracağı­nı, tarım arazilerin­i yok edeceğini söylüyorla­rdı. Sözde ‘yeşil örgütler’çevrecilik maskesi altında bağırıyorl­ardı.

Şimdi ne diyorlar acaba?

Yakında bu bağrışanla­rın Avrupa’nın trenine bindiğini görebiliri­z. Onlar da geri vitese takabilirl­er. Hatta ‘vay kara elmasım’ diye türkü yakarlarsa şaşırmam.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye