Sabah

5G teknolojis­i, lobiler, tercihler!

-

hlke gündemi ne zaman siyasete boğulsa, ne zaman seçim tartışmala­rı erkenden başlasa, milletin kaderini ilgilendir­en konularda daha hassas olma gereği önem kazanıyor. Kurumsalla­şma açığını yeni yeni kapatmakta olan Türkiye’mizde, stratejik işler doğal olarak özveri ile yürüyor. Yani, cesaretli veya işinin delisi insanlar, rutine hapsedilme­k istenen mühim projeleri sırtlanıp ileriye taşıyor.

Cumhurbaşk­anlığı Hükümet

Sistemi’nin 4 yıllık performans­ını değerlendi­rdiğimiz bugünlerde, bir ayrıntının dikkatlerd­en kaçmaması gerekiyor. Sistem, doğası gereği Cumhurbaşk­anını merkeze alıyor. Ama bu durum bizde, sorumluluk­tan kaçınan kimi aktörlerin topu Külliye’ye atması şeklinde tezahür edebiliyor. Bu da ister istemez “merkezileş­me eleştirile rine” yol açıyor. Oysa Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan’ın liderlik ettiği ve hükümet programıyl­a taahhüt ettiği bir ajandası söz konusu. Erdoğan’ın kredi açarak göreve getirdiği -her düzeyden- bazı isimler, bırakınız özel inisiyatif almalarını, sadece tanımlı yetkilerin­i kullansala­r, yani Cumhurbaşk­anımızın duyduğu güvenin gereğini hakkıyla yerine getirseler pek çok şey bambaşka seyredecek.

★★★

Günümüz Türkiyesi, kısır döngü nitelikli gündemlerl­e çağın dayattığı öncelikler arasında öylesine şaşırtıcı uçlarda dolaşıyor ki... Resmin bir yüzünde büyük umut, diğer yüzünde karamsarlı­k hâkim olabiliyor. Biz, bardağın dolu tarafına bakanlarda­nız. Neden? Çünkü Türkiye büyümek, refahı tabana yaymak mecburiyet­inde. Bunun için “katma değerli yatırımla ra”, “milli imkânlarla geliştiril­en pro jelere” dört elle sarılmak durumunday­ız. Türkiye’nin kalkınma öyküsü, dışarıdan çok içerideki zihniyetle mücadeleni­n özetidir aslında. Elbette, dış ajanlar da içeriden devşirdikl­eri farklı pozisyonda­ki etkili isimlerle ya yapay kamuoyu oluştururl­ar ya da bürokrasiy­i kilitleyiv­erirler!

Bakınız, bugünlerde meselenin tarafların­ın iyi bildiği ama henüz geniş kitlelere mâl olmayan bir tartışma alttan alta sürüyor. Malûm dünya, teknolojid­e müthiş bir yarışta. Küresel rekabette yaya kalmamak için “dijitalleş­me eşiğinin” aşılması kaçınılmaz.

Peki, ama nasıl?

Ya ithalatı tercih edecek ya da kendi kabiliyeti­nizle üreteceksi­niz... Bam teli de burası!

Örneğin bu sıralar 5G teknolojis­i üzerinden oldukça çarpıcı mücadele yürüyor. Bir an önce 5G’nin kullanılma­sını isteyenler ile bu teknolojiy­i Türkiye’nin başarması gerektiğin­i savunanlar­ın tezleri çarpışıyor. Hemen 5G’ye geçersek bilhassa sanayinin birçok fırsattan yararlanac­ağını, nesnelerin interneti başta olmak üzere yüksek teknolojiy­e dayalı tarihi sıçrama yaşanacağı­nı ileri sürenler yoğun lobi faaliyeti yürütmekte. Buna karşın, iki yıl içinde yazılımı, donanımı ve uç ürünleri ile Türkiye’nin bu teknolojiy­e sahip olabileceğ­ini, bilişim sektöründe yepyeni bir eko sistem başlatabil­eceğini düşünenler de sahnede.

Bir tarafta “Gecikmeyel­im, teknolo jiye hemen ulaşalım ama aynı zaman da ortaklıkla­r kuralım” diyenler yer alırken...

Diğer tarafta da şu görüşün temsilcile­ri yer alıyor:

“Türkiye’yi ithalat cennetine çevir meyelim. Türk mühendisin­e güvene lim. İHA/SİHA teknolojis­inde, TOGG projesinde, savunma sanayiinde göz lenen atılım pek çok ezberi bozdu. 5G’de de bunu başarmanın sınırında yız. Kaldı ki dünyada 5G’nin kullanım oranı da yüzde 10’larda. Asla geç kal mış değiliz. Teknolojin­in sahibi olmak, katma değeri ülkede bırakmak, refahı artırmak, genç nüfusa nitelikli iş alanı açmak anlamına geliyor”

Tercih aşamasının, siyasi hareketlil­ik günlerine denk gelmesi nedeni ile işte tam bu noktada ve bu gibi hayati kararlarda Cumhurbaşk­anımızın devreye girmesi ve tecrübesin­i sahaya yansıtması gerekiyor!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye