Trump’tan acı itiraf
Küresel siyaset teki türbülans her geçen gün daha fazla derinleşi yor. =ira ne merkez deki aktörler ne de yeni bir paradigma arayışındaki direnç cephesi mevcut sis temden memnun.
Atlantikçi statükocular da yeni bir dünya ara yışındaki Avrasyalı revizyonist ülkeler de şu anki küresel tablo dan oldukça rahatsız.
Bu da haliyle emperyal merkezde konumlanmış ABD ve AB’deki jeopolitik erozyonu artı rırken periferiden merkeze yöne len güçlerdeki yükseliş arzusunu ise daha da kamçılıyor.
Reel sosyalizmin çöküşünden sonra dünya artık reel kapitalizm ile neo-liberal piyasa uygarlığının girdiği dağılma sürecini ve bu sürecin yol açtığı kaotik krizleri konuşuyor.
Çünkü ABD’deki çöküşün dört önemli alameti de görül dü. Bu alametlerden üçü dış sahadaki bozgunlardan, diğe ri de Amerikan iç siyasetindeki kargaşa, kaos ve kutuplaşmadan kaynaklanıyor. Hegemonya arayışında ki ABD bugün küresel arenada yeni dünyanın kurucu aktörleri olan Rusya, Çin ve Türkiye’ye karşı çoğu Batılı analizcinin de sık sık dile getirdiği gibi akıl almaz bir ‘aptal politika’ izliyor... Aslında ‘aptallık’ konusun da iki bakış açısı söz konusu... Kimileri ABD’nin gerçekten de aptal gibi davrandığını ileri sürer ken diğerleri ise ABD’nin ‘aptal gibi görünmeyi’ bilerek tercih ettiğini söylüyor. İster ‘aptallık’ etsin ister ‘aptal mış gibi’ hareket etsin, sonuç değişmiyor. ABD, küresel ve ulusal çapta çöküyor. ABD’nin en büyük aptallığı, rakip gördüğü Rusya ve Çin gibi ülkelerin en güçlü olduğu alanlara başarısız saldırılar yaparken müt tefik olarak gördüğü Türkiye gibi ülkelerin ise en dirençli ve has sas olduğu PKK/YPG terörüne destek vermesidir. ABD hem Rusya, Türkiye ve Çin’in arka bahçesine saldırıyor hem de bu ülkelerin en duyarlı olduğu kırmızı çizgileri çiğni yor. Ve buradan sonuç almaya çalışıyor. Bu izlenen siyaset ‘stratejik körlükle’ açıklanamaz. Bu, düpedüz jeopolitik aptallıktır. Çin lideri Şi Cinping’in dedi ği gibi aptallığını sistemleştiren Amerikan yönetimi sürekli ‘ateşle oynuyor’... Eskiden körüklediği ateş ler ABD’ye pek zarar vermezdi. Ne var ki son yıllarda Ukrayna, Tayvan, Suriye ve doların hâkimiyetine meydan okuma gibi ateşten meseleler artık ABD’nin de canını yakıyor. Üstelik Türkiye, Çin ve Rusya’nın ‘ortak düşmana’ karşı dayanışmayı artırması ABD’nin küresel sahadaki hareket kabiliyetini oldukça sınırlamış durumda. Buna bir de iç siyasetinde ki kriz ve çete savaşlarını ekledi ğimizde karşımıza tam bir kaotik ABD manzarası çıkıyor. Donald Trump’ın 2016’da iktidara gelişi aslında siste min çürümüşlüğünden bıkan Amerikan halkının isyanının sim gesiydi. Ne var ki halkın iradesine el koyan küreselcilerle onların denetimindeki ABD derin devleti, sistemdeki iç çürümeyi Trump’ı şeytanlaştırarak perdelemeye çalıştı. Oysa mesele Trump’ın şah sıyla ilgili değil, sistemle ilgili. Asıl sorun ABD’nin küresel ve ulusal düzeydeki çöküşünün önleneme mesidir. Nitekim bu realiteye defalar ca işaret eden Trump, FBI’nın Florida’daki malikânesine yaptığı baskın sonrası yayımla dığı videoda ABD’deki darboğaza bu kez doğrudan değiniyor. Videosuna seçtiği ‘A 1ation in Decline/Çöküşteki Bir Ulus’ ismi her şeyi özetliyor zaten. Trump’ın 4 dakikaya yakın konuşmasında da işaret ettiği gibi ABD hem içeride hem dışarıda her yönden gerilemeye ve çöküşe başlayan bir devlet görün tüsü veriyor. Bu da ister istemez küresel eksen kayması süreciyle bir likte yeni bir sistem arayışını da giderek hızlandırıyor.★★★
★★★