Acziyet mi siyaset mi?
Siyaset fikirdir, icraatla sıvanır. İcraat, fikre göre büyür ve yürür. Gündelik sözler, “savrulan fikirler” demektir ve siyaseten de karşılığı belki kısa bir süre için olur ama devamı gelmez. &em 8zan’ın Genç
Parti örneği gibi niceleri yakın tarihimizde var. Protesto oylarının geçici olarak yöneldiği ve hiçbir kalıcılığı olmayan bu partilerin siyasette sürekliliği de olmuyor dolayısıyla.
Lidere kızanların, “koltuk veril medi” diye küsenlerin, geleceğe yönelik fikri tutkunluğun ve fikri cephenin sahipliği olmayan bu geçici adreslerin ömrünün iki seçimden fazla olmayacağı defalarca görüldü. Bugün adına Millet İttifakı diyen 6+1 masada görünür şekilde oturan partilerin CHP hariç durumu da bu zaten.
Geçmişte merhum Adnan 0enderes ve &elal %ayar ile çok farklı anlamlar taşıyan DP’nin bugünkü hâli, tarihsel misyonuyla alakası olmadığı için ismi dışında bir derinliğinin bulunmadığı çok açık. Diğer küçük partilerin zaten AK Parti kimliğiyle siyasette var olmuş, daha sonra da partilerine ya da liderlerine küstükleri yahut kişisel iddiaları adına oluşturdukları yeni adresleri dışında siyasi karşılıkları olmadığı noktasında sanırım kimsenin itirazı yok!
İP’e gelince... Milliyetçi tanımlarına rağmen terör örgütü PKK’nın Meclis’teki sözcüsü konumundaki “HDP ile açık ya da gizli yan yana politik duruş sergilemek ten çekinmeyen İP”, söylemleri ile eylemleri birbiriyle uyuşmayan karmaşık bir formül gibi. 0eral Akşener’in geçmişte söyledikleri ya da yaptıklarıyla bugün genel başkan olarak sergilediği duruşun ve söylemlerin birbiriyle taban tabana zıt olması, “öfke patlamaları”yla