Sabah

Masanın çocuk zekâsı

- YA/d,N SMS HBY yaz ·ye g|nder.

İfade için özür dilerim. Ama daha iyi tarif edecek bir kavram bulama dım. Masa siyasetçil­eri tam bir çocuk zekâsına sahip gibi geliyor bana.

Ya bizim bilmediğim­iz çok özel bir bilgiye sahipler ve çocuklaştı­kça kazanacakl­arını sanıyorlar ya da bil diğiniz çocuk zekâsındal­ar. Şu olup bitene baksanıza. Siyasetin gerçek lerinden kopuk, sürekli birbiri nin saçını başını çeken, birbiri ne küfredip sonra silen, Batı’dan “aferin” bekleyen bir grup sözüm ona siyasetçi. Bu hâl ve hareketler le nasıl seçim kazanacakl­arını düşünü yorlar bilemem ama bunları konuşmak zorunda olmak şahsen beni çok rahat sız ediyor.

Gerçekten kabak tadı verdi. Ne programlar­ı program, ne vizyonları viz yon, ne üslupları üslup. Teker teker bakalım. Kılıçdaroğ­lu mesela iyiden iyiye karikatüre bağladı. Ezber sosyal medya şakalarıyl­a kampanya yürü tebileceği­ni sanıyor. Bir dediği diğerini tutmuyor. Seçimin bu ülkede yapılaca ğını unutmuş, yurtdışınd­a icazet turları atıyor. Biz de çaresizce anlam çıkarma ya çalışıyoru­z.

Meral Akşener sürekli başkası nın elindeki oyuncaklar­ı almaya çalışan çocuk gibi. Uzlaşmaz, anlaşmaz, iflah olmaz bir tavır içinde. Mahallenin huy suz çocuğu gibi. Kılıçdaroğ­lu’nu istemi yor. Kendinin aday olduğunu söyleye miyor. Ortalığı karıştırdı­kça karıştırıy­or. Hele Saraçhane tiyatrosun­daki çocukça sevincine ne dersiniz? Çak yapmalar. Kutlamalar. Bu halleri izler ken ben yerin dibine giriyorum. Ülkem adına hayıflanma­dan edemiyorum.

Davutoğlu daha da beter. Ettiği lafları çocuk etmez. Saçma Marvel serilerind­en fırlamış gibi. Gerçek ötesi bir dünyada çocukluk hayalleri nin içinde yaşıyor. Kendini Süpermen sanıyor. Nasıl ineceğini bilmeden uçmaya kalkıyor. Ortaya koyduğu tek liften utanacağı yerde çocuk gibi tepi nerek inatla ve çocukça bir kibirle

“Siz beni yanlış anladınız” deme ye getiriyor.

Gelelim Alican’a. Onun hâli içler acısı. Batılı abilerinde­n “aferin” alma nın peşinde. Ona anlayacağı dilden konuşmak gerek. Koş Ali koş. Bak Ali bak. Ali bu Davos. Ali topu tut. Ali bak bu SİHA. Dokun Ali dokun. Ali SİHA’ya dokun. Al Ali al. Aferin. Otur. Sıfır.

Bunların içinde Gültekin Uysal’ı daha az tanıdığımı­z ve daha az konuş tuğu için söyleyecek pek sözümüz yoktu. Ama o da şımarıklık­ta kendini kanıtlaman­ın peşine düştü. Hani çocuk lar kim daha yaramaz yarışına girer ya? İşte tam öyle. Ümit Özdağ’la etti ği kavgada kullandığı ifadeleri buraya taşımaya ben utanırım. 3ek de uysal değilmiş. Ağzı epey bozukmuş. Biber sürülecek kıvamda. Kulağını çektiler herhalde. Tweet’ini sildi. Özrünü diledi. Artık çiçek çocuk olması nı bekliyoruz.

Şimdilik farkında değiliz de üzerin den biraz zaman geçtiğinde bu siyaset çileri gündem yapıp üzerine bu kadar konuştuğum­uz için kendimizde­n utana cağımızı sanıyorum. Şöyle Demirel’i, Ecevit’i, Erbakan’ı, Özal’ı, Türkeş’i ve diğerlerin­i bir hatırlayın. Bunlar deve dişi gibi siyasetçil­erdi. Konuştukla­rı lafın bir hükmü, bir doğrultusu, bir karşılığı, bir itibarı vardı. Bu kadar sululuk neyin nesidir, hangi kafanın ürünüdür anla makta güçlük çekiyorum.

Benim bildiğim siyaset bu kadar ucuz, bu kadar kifayetsiz bir iş değildir. Açıkçası, toplumsal karşılığı olmayan, normalde siyasetin hiçbir kademe sinde görev yapamayaca­k bu isimleri konuşup durmaktan ben bıktım usan dım. Gereksizce çok fazla gündem işgal ettiler. Ülkenin gerçek gündemini ve gelecek tartışmala­rını ıskalamakt­an korkuyorum. Ama maalesef bir müd det daha konuşmak zorundayız gibi. Erdoğan çocuğa anlatır gibi anlat maya çalışmış. 14 Mayıs’ta “Bay bay Kemal olacak” demiş. Keşke “Bay bay hepiniz” olsa da kurtulsak artık bu çocukça işlerden.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye