Muhalefetin Batı’ya uyumlu dış politikası
6’lı Masa’nın açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” ortak aday arayışının gölgesinde kaldı. Halbuki Cumhuriyetimizin yeni bir yüzyı la girdiği yılda yapılan seçimlere hangi vizyonla gidildiği, aday kadar önemli.
Farklı ideolojik konumları olan partile rin birbirinin kırmızı çizgilerine basmama kay gısı hazırlanan metni kimliksiz ve iddiasız hale getirdi. Dahası, bu kaygı metnin net ve vurucu olmasını engelledi.
İddiasız ve net olmama en çok da dış politika ve güvenlik alanında belirgin.
Muhalefet ortak aday çıkarabilirse bu ada yın en çok zorlanacağı alan Libya, Suriye, YPG, FETÖ ve Batı ile gerilimli konularda söz söylemek olacak.
★★★
Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile hareket eden Cumhur İttifakı’nın ise en iddialı olduğu alan dış politika, güvenlik ve savunma.
Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sergilediği diplomasi başarısı
seçmen nezdinde önem li bir yere sahip.
Dış politika, güvenlik ve savunma konu larındaki başarılar seçmenin güncel desteğini az etkiler gibi görünür ancak “liderliğe güven” anlamında genel bir olumlu hava oluşturur.
İşte 6’lı Masa net ve iddiasız dış politika perspektifi ile bu alanlarda Erdoğan ile yarış mayacağını dolaylı şekilde kabul etmiş oldu.
Gerçi DEVA Genel Başkanı Babacan met nin Avrupa’nın aferinini alacağını söylerken
muhalefetin üstü örtük niyetinin “Batı ile uyum”
olduğunu gösterdi.
Muhalefetin dış politika profili son yıllar da Batı medyasında Türkiye’nin politikalarına yapılan eleştirilere özür dileyici yaklaşım sergile mek ile malul görünüyor.
Nedir bunlar?
Malum klişe suçlamalar:
Erdoğan yönetiminde Türkiye “Batı ekse ninden koptu”, “NATO’da gerilim çıkarıyor”, “çevresindeki bölgede sert güç kullanıyor,” “dış politikası askerileşti” ve “kişiselleşti”.
★★★
Bu suçlamaların yansıması olarak “muta bakat metninin” dış politika kısmına da Erdoğan’ın lider diplomasisine duyulan tepki sinmiş durumda. Metinde ABD ve Rusya ile ilişkilerin “kurumsal bir temele oturtulacağı” vurgulanmış.
Muhalefetin Batı ile gerilimlerin sadece müzakere ile aşılabileceğine dair kanaati ne yaşandığının farkında olmayan naif bir yaklaşı mın ürünü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD, NATO ve AB liderleri ile yirmi yıllık bir tecrübe ile mesele leri müzakere ediyor.
Erdoğan, müttefiklerimiz ile “eşitler arası
ilişki yürüttüğü için gerilimler yaşadık.
PKK ve FETÖ terörüne kucak açan ülkeler le ters düştük.
Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’deki maksimalist taleplerine destek verenlere “Bu kabul edilemez” dediğimiz için “zor Türk” olduk. Suriye’de ve Libya’da milli çıkarlarımız için askeri güç kullandık.
Erdoğan, lider diplomasisini kurumların tıkandığı aşamada kullanıyor.
Uluslararası sistemin krizlerinde tecrübeden kaynaklanan liderlik farkını konuşturuyor.
★★★
Muhalefetin yirmi yıllık AK Parti iktidarının dış politikasını rasyonel şekilde değerlendirme si lazım.
bir anlayışla”
“Batı aferin desin” mantığıyla milli çıkarlarınızı koruyamazsınız.
Belirsizliklerin arttığı dünyamızda “Sert güce ne gerek var” mantığıyla ülkenin kazanımlarını heba edersi niz.
Türkiye’nin çevresindeki tehdit ve riskle ri sadece diyalogla yönetebileceğinizi düşünür seniz ilk kaybedeceğiniz şey “eşitler arası ilişki” olur. Bugünlerde görüştükleri Batılı çevrelere “Rusya yaptırımları konusunda Batı sistemine bağlı olacağız” mesajı verenler tehlikeli bir ter cih içerisinde.
Ülkemizin otonomisini Batı’ya uyum adına zayıflatmak, yeni yüzyılda riskleri büyütüp kaza nımları kaybetmek demek.
Olması gereken yeni Türkiye gerçekliğinin Batı ittifakı tarafından tanınmasıdır.