Allah’ın ipine sımsıkı sarılın
Müslümanların en büyük gücü, birlik olmalarından gelir. Birlik olduklarında en azılı düş manlarını dize getirmiş, parlak zafer ler yaşamışlardır. Bu nedenle bu birli ği zedeleyen her girişime “fitne” ismi verilmiştir. İslam tarihinde, hem de Hz. Peygamberimiz döneminde meyda na gelen bir olay bizim için hayli mesaj taşıyıcıdır. Anlatacağım olay üzerine kardeşliğe ve birliğe vurgu yapan Ali İmran Suresi’nin 100 ila 105. ayetleri indi. Olay şöyle gelişti:
Fitneciler her daim işbaşında
Azılı bir kâfir ve fitneci olan Şaş isimli yaşlı bir gayrimüslim, Medine’nin iki önemli aşire ti Evs ve Hazreç’in beraberce oturup sohbet ettiklerini gördü. İslam düşmanı bu azılı kâfir, eskiden birbirleriyle sürekli savaşan bu iki aşi retin Müslüman olduktan sonra dost olmala rına dayanamadı. Kıskandı, rahatsız oldu. Bu azılı kâfir oturup “Bu Müslümanlar arasında dostluğu nasıl bozarım, bunları yeniden nasıl düşman ederim” diye düşünme ye başladı. Sonra aralarındaki dostluğu bozmak ve bu iki aşireti birbirine kırdırmak için bir plan geliştirdi.
Kendisi gibi fitneci ve kâfir olan bir gence şu talimatı verdi: “Sen Evs ile Hazreç’in yanına git ve bir zamanlar karşılıklı savaşlar yaptıklarını, kan döktüklerini onlara hatırlat. O dönemdeki cahiliyet kokan şiirleri oku. Onları tahrik et, çarpıştır, kan dökülsün.”
Bu genç kendisine söyleneni yaptı. Bu iki aşiretin bir zamanlar yaptıkları savaşları anlatan şiirleri okudu ve onları “Nasıl bugünleri unutursunuz. Atalarınızın kanı boşa mı aktı” diye tah rik etmeye başladı. Müslüman olan Evs ve Hazreç gale yana gelip karşılıklı silah landılar. Elleri kılıçlarına gidip “Hadi atalarımızın kanını sorgulayalım. Savaşalım karşılıklı” dediler. Ortalık bir anda savaş konumuna geldi. Nihayet “Harre” denilen mekânda buluşup karşılıklı savaş mak için savaş düzeni aldılar.
Peygamberimiz müdahale etti
Peygamberimiz (SAV) durumdan haber dar olunca yanındaki Mekkeli muhacirlerle olay yerine gelip iki safın arasında durdu. Sonra iki tarafa seslendi:
“Ey Müslümanlar topluluğu! Siz ne yapıyorsunuz? Bu ne demek oluyor? Siz cahiliye döneminin davalarına mı dönüyorsunuz? Üstelik ben hâlâ aranızdayken. Allah sizi İslam’la hidayete erdirmiş, size bunca imkân tanımış, sizi vahiyle alıp oyunu bozdu. Sonra hep beraber Mekkeli muhacirler ile Medineli Evs ve Hazreç kabileleri Efendimizin (SAV) etra fını sarıp emrine boyun eğdi. Ve oradan Hz. Peygamber’le beraber uzaklaşıp tekrar kardeş olarak yollarına devam ettiler. Sahabeden Cabir b. Abdillah şöyle der: “Allah’a yemin ederim ki, bugünkü gibi bir gün görmedim. Başı çok kötü başladı ama sonu da bir o kadar güzel bitti.”
1LKDW HATİPOĞLU şereflendirmiş iken eski çirkin savaşlara ve cahiliye âdetlerine mi döneceksiniz? Sizi küfürden kurtarmışken siz tekrar küfre mi döneceksiniz?”
Efendimizin bu sözleri Evs ve Hazreç aşi retlerini derinden sarstı. Hemen toparlandı lar. Birbirlerine bakıp “Biz ne yapıyoruz? Şeytanın ve fitneci güruhun oyununa gelip bu tuzağı nasıl göremedik? Az daha birbirimizin kanını dökecektik. Hem de Hz. Resulullah yanımızdayken” dediler.
Efendimizin dirayetli müdahalesiyle saha be kendilerine kurulan tuzağı bozdu. Hile ve komployu fark etti. Ortada ahlaksızca bir fitne olduğunu anlayıp silahlarını yere bıraktı lar. Ağlaşarak birbirlerine sarıldılar. Âli İmran Suresi’nin 100 ila 105. ayetleri orada indi.
Kurulan tuzak bozuldu
“Ey iman edenler! Kendilerine kitap veri lenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, ima nınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yapar lar. Size Allah’ın ayetleri okunup dururken ve Allah’ın elçisi de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Kim Allah’a sımsıkı bağlanırsa, kesinlik le doğru yola iletilmiştir. Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dini ne) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılma yın. Allah’ın üzeriniz deki nimetini düşü nün.
Hani siz birbirini ze düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kar deşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çuku runun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apa çık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz. İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olma yın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.” (Ali İmran/ 100-105).
Efendimiz bu ayetleri okudu. Sahabe tam bir teslimiyet içinde dinledi. Birbirlerinden helallik
Uyanık olmalıyız
Yüce Allah’a, Hz. Peygamber’e ve Kur’an’a teslim olanlar; günlük basit, geçici meşakkatler ve hadiseler sizi kardeş lerinizle karşı karşıya getirme sin. Bilin ki şeytan, nefis ve küfür uyumu yor, tetikte bekli yor. Kıvılcım tutuşsun diye bekliyor. Sizi birbirinize düş man eden, bilin ki düşmanınızın maşasıdır. Bu oyunu Allah’a, Hz. Peygamber’e, Allah’ın kita bına ve topyekûn İslam’a teslim olarak bozarsı nız. Yazımı Âli İmran Suresi’nin yukarıda da mealini verdiğim 103. ayetini tekrar ederek bitiriyorum:
“Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarı lın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nime tini düşünün. Hani siz bir birinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştir mişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştu nuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru
yola eresiniz.”