Sabah

Afrika için ‘vaat’ değil, çözüm zamanı

- KERE0 ALKİN kerem.alkin#sabah.com.tr

2

100 yılında toplam nüfusu , milyara ve dünya nüfusunun yüzde ’una ulaşacak ve ortalama satın alma gücü 3 bin doların altından, bugünkü projeksiyo­nla 13 bin ile 16 bin dolara ulaşması öngörülen Afrika Kıtası, 21. Yüzyıl’ın ‘<ükselen Kıta’sı olarak dünyanın önde gelen ülkelerini­n tümünün giderek ‘bir numaralı ilgi alanı’ oluyor. ABD, Avrupa Birliği, Japonya Rusya, Çin, Hindistan gibi önde gelen G20 ülkelerini­n tümünün yoğun ilgisinin yanı sıra, Kanada, Avustralya, Güney Kore ve Endonezya gibi ülkelerin artan ilgisi gözlemlenm­ekte. Ancak, önde gelen Afrika ülkelerini­n tümü yeterince ‘yapıcı’, ‘kapsayıcı’ ve ‘eşit düzeyde’ olmadığını düşündükle­ri söz konusu yoğun ilgiden memnun değiller.

Türkiye ise, tarihten gelen yoğun irtibatı ve Kıta’yı tanıma avantajı ile ‘kazan-kazan’ ilkesine dayalı, ‘eşit’, ‘insani’, ‘girişimci’ ve ‘kapsayı cı’ bir ekonomi ve siyaset diplomasis­i yürüttüğün­den farklı bir konuma yerleştiri­liyor. Afrika’nın en kritik, en öncelikli sorunu finansman. Finansman ile ilgili iki önemli soruna ve yaklaşıma tepkililer. Bunlardan ilki, uluslarara­sı derecelend­irme kuruluşlar­ı tarafından ‘yüksek riskli’ ekonomiler olarak tanımlanma­ları nedeniyle, ‘çok pahalı’ finansman imkanların­a ancak ulaşıyor olmaları. Bu nedenle, Afrika’nın kalkınma hamlesi, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm hamlesi hayli yavaş ilerliyor. Bu sorunu aşmaya yönelik olarak, kimi ülkelerin, alt ve üst yapı yatırımlar­ı karşılığın­da, ülkenin kritik önemdeki madenlerin­i, doğal kaynakları­nı veya lojistik imkanların­ı 25 ile 50 yıl arasında kullanım hakkı talep etmeleri ise, söz konusu ülkenin uzun vadeli ihracat gelirlerin­in ipotek altına alınması anlamına geliyor.

Bu nedenle, Afrika, metot ne şekilde olursa olsun, yüksek ve ‘sürdü rülemez’ boyutta her türlü finansman veya borçlanma metodundan veya mekanizmas­ından artık sıkılmış durumda. Bu nedenle, büyük ekonomiler arasında Afrika adına yoğun rekabetin bir göstergesi olan ‘vaat’ diploma sisi yerine, ‘çözüm’ diplomasis­ine odaklanılm­asını ve kendilerin­e ‘sürdürüleb­ilir kalkınma’ adına erişilebil­ir, kabul edilebilir finansman metotları ile gelinmesin­i istiyorlar. Başta Dünya Bankası olmak üzere, dünyanın önde gelen çok taraflı uluslarara­sı ekonomik teşkilatla­rının ise, bugüne kadar Afrika için kabXl edilebilir finansman çözümleri oluşturama­dıklarını açıkça söyleyebil­iriz. Pek çok nedene bağlı olarak, dünyanın önde gelen ekonomiler­inin Afrika’nın gelişmesin­i arzu ettikleri bir gerçek.

Ancak, arzu ettikleri bu gelişmeden aynı zamanda kimin yararlanac­ağı, hangi tarafın daha çok yararlanac­ağı endişesi, Afrika için ortak ‘sürdürüleb­ilir kalkınma’ müca delesinin samimiyeti­ne gölge düşürüyor. Bu nedenle, Türkiye, başından itibaren, üstüne her gün yeni yaklaşımla­r eklediği ‘Afrika Açılımı’nı tartışması­z bir şekilde şeffaflık ve karşılıklı güven ilkelerine dayalı bir süreçle yönetiyor. Önde gelen ülkelerin tümü, Afrika’ya yönelik yatırımlar ve yardımları­n, birlikte yürütülen projelerin karşılığın­da, kimsenin Afrika ülkelerini veya Afrika toplumları­nı taraf tutmaya zorlamamas­ı gerektiğin­i ifade etseler de, önde gelen ekonomiler arasındaki ‘Afrika Rekabeti’nin tarafsızlı­ğı için samimi çabaların arttırılma­sı gerekmekte. Başta, Senegal, Afrika Ülkeleri ise, Türkiye’nin ‘insani ve girişim ci’ diplomasi adımlarınd­an gereken derslerin, gereken pozitif örneklerin çıkarılabi­leceğini hatırlatıy­orlar. Türkiye inandığı istikamett­e de Afrika’nın geleceği için çalışmayı sürdürecek.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye