Malum terane
İki duygu birlikte varoluyor: Yıkılan binaları görünce duyulan üzüntü ve “İyi ki orada değilim” şeklinde yaşa nan gizli sevinç.
Hep de böyle olur.
Yirmi dört yıl önce de böyle olmuştu. Bu sefer “yarım ceset” de gördük. Sardıkları battaniye küçüktü, çünkü adamın yarısı “aşağıda” kalmıştı.
Nasıl bir şeye benzediğini anlamak için §(U 5\DQ¨ filminin ilk bölümü ne bakacaksınız, Normandiya çıkarması görüntülerine...
Gerisi malum teranedir: Ölülere rah met, kederli yakınlarına başsağlığı, yara lılara acil şifalar.
Kurtarma çalışmaları birkaç gün daha sürecek, ölü ve yaralı sayısı arta caktır.
Sonra molozlar temizlenecek, sokak ta kalanlara tesis yapılacaktır. Böylece yazı buluruz.
Bir deprem sonrası, Avrupa’dan gönderilen yardım peynirlerinin Nişantaşı’nda lüks şarküterilerde satıldı ğını gözlerimle görmüştüm.
Yirmi dört yıl önceki depremde de, cesetlerin parmaklarındaki yüzükle ri çalanları gördük. Taa Karadeniz’den kalkıp Marmara’ya gelmişlerdi...
Şimdi de yağmalanan market! Bunu Amerika’da zenciler yaparlar dı, elektrik kesilince.
Hadi yiyeceği, suyu anladık diye lim, herif büyük ekran televizyonu sırtı na vurmuş götürüyor!
Dilerim devrilir de altında kalır.
Yan yana üç koca bina, biri dümdüz olmuş, öteki ikisi sapasağlam ayakta. Devlet yapıları da yerle bir...
Birkaç müteahhit tutuklanacak, bir kaçı ceza görecektir.
Rüşvet alıp onay verenler daha da beter olsunlar.
Sonra onlar da unutulacaklardır. Malum terane. Hep öyle olur.
Birkaç yıl geçer, gene başa dönülür: Evladım, ben 2023 depreminde... Biz 1939’u dinleyerek büyüdük. 1999’u da biz çocuklara anlattık. 2023 de şimdi yeni kuşakları bekli yor.
SMS: EAR yaz 4122’ye gönder.
(1.60 TL) MH: 444 88 81 (MESAJ) facebook.com/enginardic