Sesimi duyan var mı?
17
Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden 24 yıl sonra bu kez bir kış gününde yine “Sesimi duyan var mı” çağrıları kulaklarımızda çınlıyor. 6 Şubat’ta sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve 10 şeh rimizde büyük bir yıkıma neden olan dep remin büyüklüğü 7.7 olarak belirlendi. Financial Times, son 100 yılın en büyük doğal felaketi olarak duyurdu. Deprem öyle büyüktü ki Ankara’dan da hissedildi, Mısır’dan da.
Devlet hemen müdahale etti
Deprem haberini duyar duymaz televiz yonu açtık. Saat sabah 06.00 civarı. Canlı yayında Cumhurbaşkanı Yardımcısı )uat 2ktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı 0urat .urum var. Diğer bakanlar da yavaş yavaş gelme ye başlıyor.
Tüm AFAD yetkilileri bilgisayar ekranı başında sahadan gelen bilgilerden felaketin boyutlarını anlamaya çalışıyor. Hemen orga nize olunuyor ve 13 bakan felaket bölgesine gidiyor. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD’a giderek halkı bilgilendiren bir konuş ma yapıyor. Yavaş yavaş depremin yıkıcı etkisinin boyutları da ortaya çıkıyor.
1999 Marmara Depremi’ni dün gibi hatırlıyorum. Cumhurbaşkanı Süleyman 'emirelªe bir gün boyunca ulaşılamamıştı. Başbakan %ülent Ecevit günler sonra ekra na çıkabilmişti. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) diye bir kurum ise henüz kurulmamıştı. Yaz günü olmasına rağmen arama kurtarma çalışması yapılamıyor, vatandaşın acil ihtiyaçları karşılanamıyordu.
Şimdi 130 atom bombası gücünde bir depremle karşı karşıyayız. 10 ilde 13.5 mil yon kişiyi etkileyen çok güçlü bir depremden bahsediyoruz. Kışın en soğuk gecesinde dev let ilk saatlerden itibaren afet bölgesindey di. Yıkılan karayolu nedeniyle bazı bölgelere iş makinelerinin gelmesi biraz zorlaşmıştı. Zor da olsa bütün afet bölgelerine ulaşıldı.
Seferberliği sabote edenler
Keşke yıkılan 8 bin konutun hepsine bir iş makinesi ve bir arama kurtarma ekibi gön derilebilse. Keşke daha organize olunabilse. Ama bunları sıcak evimizdeki koltuğumuzda otururken söylemek çok kolay. Sahadaki zor lukları, iklim ve ulaşım koşullarını sadece o yardım ekipleri biliyor.
Nitekim İçişleri Bakanı Soylu dün akşa müstü kamera karşısına geçti ve olumsuz koşulların intikali zorlaştırdığını tüm detayla rıyla anlattı. Şu acı günleri atlatalım, bunları zaten günlerce konuşacağız.
Göçük altında kurtarılmayı bekleyen, yakınlarını kaybeden insanların acısını elbet te paylaşıyorum. Gerçekten millet ola rak çok üzgünüz. Şunun da altını çizelim.
Bir de insanların acısı üzerinden siya set yapan, içindeki tüm nefreti dışarı vuran insanlar var Sosyal medya üzerin den sürekli bir yalan bombardımanı yapıyor lar. Yetkililerden yapılan açıklamalara rağ men asla provokasyondan vazgeçmiyorlar. Bu yaptıkları ise halkta paniği artırmaktan başka bir işe yaramıyor ama umurlarında bile değil. Maddi manevi hiçbir katkıları olmadı ğı gibi, büyük seferberliği de sabote etmeye çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 günlük milli yas ve 10 ilde 3 ay boyunca OHAL ilan ettik lerini açıkladı. Tüm Türkiye deprem böl gesine akıyor. Büyük bir gönül seferberli ği yaşanıyor. Belediyeler, AFAD, Kızılay, STK’lar, UMKE, gönüllüler herkes orada. Yurtdışından birçok arama kurtarma ekibi afet bölgesine ulaştı. İzin verin, göçük altın dan çıkarılan kızımız için sevinç gözyaşı döke lim. Bırakın biraz acımızı yaşayalım.
Hâlâ göçük altında kalan insanlar var. Ve onları kurtarmak için bölgede canla başla “Sesimi duyan var mı?” diye sesle nen binlerce gönüllü... Hepsi zamanla yarı şıyor. Belki enkazdan bir kişi fazla çıkarabili rim umuduyla. Biraz kendinizi onların yerine koyun.