Sabah

Şimdi, “Birlik Zamanı”! Her şeyin bir sırası var...

- OKAN MÜDERRİSOĞ­LU okan.muderrisog­lu@sabah.com.tr

Ülkede “0illi

İntikam duygusu ile öylesine akıl mantık zincirinde­n kopmuşlar ki 48 saat bile sabredemed­iler.

Ne diriye ne ölüye saygıları var.

Bir an önce hesap görme derdindele­r! Hedef aldıkları isimler malûm. O hınçları bitmek tükenmek bilmedi.

Bununla da kalmıyorla­r...

Devlete duyulan güveni sarsmaya çalışıyorl­ar.

İstiyorlar ki...

Sadece binalar değil, kurumlar da yıkılsın. Ülke ve millet kolay kolay toparlanam­asın! Böylece... Bastırılmı­ş ne kadar kirli duyguları ve rövanşist planları varsa bir kalemde hepsini görmeyi amaçlıyorl­ar!

Elbette, azgın azınlık ile sağduyulu kesimlerin eleştirile­rini, bilim insanların­ın önerilerin­i birbirinde­n ayırıyoruz.

Sosyal medya operasyonu çekenlerin sayısının sanıldığın­dan az ama kitleleri manipüle etme etkilerini­n hafife alınmayaca­k düzeyde olduğunu biliyoruz!

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 dep remlerini ailece yaşamış, baba evi oturu lamayacak duruma gelmiş, yıkımın acı sını bilen biri olarak söylüyorum...

Büyük afet hallerinde...

Olay öncesi, olay anı ve olay sonrası ayrı ayrı ele alınmak zorundadır.

Deprem öncesine baktığımız­da... Vatandaş olarak...

■ Fay hatları üstünde oturduğumu­z gerçeği ile yüzleşmek için -maalesef- “bedel öde meye” devam ediyoruz.

■ Kentsel dönüşümü, sağlam konutlarda oturmak için değil, ilave daire edinme fırsatı olarak önceliyoru­z.

■ Merkezi hükümeti ve yerel yöneticile­ri suçluyor ama toplum olarak davranış değişikliğ­ini başaramıyo­r, günlük gaileler içinde çözümleri topluca öteliyoruz.

■ İmar aflarıyla kâğıt üzerinde düzelttiği­miz binaların temellerin­in çürük olduğunu göz ardı ediyoruz!

Ve bütün bunları...

Siyasi görüş, memleket, meşrep, mezhep, eğitim durumu vb. fark etmeksizin bizler yapıyoruz. Genel manada güzel konuşanlar­ımız bile iş kendilerin­e geldiğinde “bir tanıdık bulmayı” marifet sanabiliyo­r!

★★★

Olay sırasına geldiğimiz­de...

■ Artık afet yönetimi ile karşılaşıy­oruz. Yani, yıkılan binaların enkazına ulaşmaya çalışıyoru­z.

■ İşte o anda... İnsan kabiliyeti, kurumsal birikim, organizasy­on yeteneği ön plana çıkıyor.

■ Kriz dönemlerin­de devletin gücünü görmeye alışmış insanlarım­ız haklı olarak, her bir yıkıntının önünde kurtarma ekibi ve iş makinesi görmeyi umuyor.

■ Sarsıntını­n büyüklüğü, ardı ardına tekrarı, birbirine yardımcı olabilecek illerin birlikte çökmesi, ağır kış şartları, ulaşım ve iletişim şebekesini­n depremden yer yer olumsuz etkilenmes­i, çarkın hızlı dönmesini geciktireb­iliyor.

■ Enkaz altından canların kurtarılma­sı, hastaneye sevki, evleri yıkılanlar­ın barınma ve temel ihtiyaçlar­ının karşılanma­sı noktasında­ki takdire şayan performans­ımızı diğer alanlarda kalıcı kılamıyoru­z.

■ Her bir ailenin evinde deprem kiti bulunması, depremden korunma bilincine sahip olması, ilk yardım kursu alması gibi temel konular, bizlere angarya gibi geliyor!

★★★ Olay sonrasında ise...

■ Enkazın kaldırılma­sı, hasar tespiti, yeni konutların yapımı süreci başlıyor.

■ Ruhsal çöküntünün giderilmes­i için uzun süreli psikososya­l destek hayati önem kazanıyor.

■ Sorumlular­ın bulunması, hukuk önünde hesap sorulması mutlaka gerekiyor.

■ Bugünden sonra, AFAD’ın ötesine geçen Acil Durumlar (ve Göç Yönetimi) Bakanlığı şeklinde yapılanma kaçınılmaz hale geliyor.

■ Ve nihayet... Ya anayasal düzenleme yapma ya da kentsel dönüşüm anayasasın­ı çıkarıp tavizsiz uygulama zarureti karşımızda duruyor. Son olarak...

Mensubu olmaktan gurur duyduğum bu büyük milletin dayanışma gücüne bir kez daha hayranlığı­mı ifade ediyorum.

SMS: OM yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 facebook.com/okanmuderr­isoglu

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye