Bazıları...
Mümkün olsa da geçmiş olsun mesajı gönderen sahtekâr devletlere desek ki,
bazı
sizin mesajı nızı kabul etmiyoruz, alın başını za çalın.”
Rauf Tamer
Dün böyle yazmıştı... Kim o “bazıları” diye sormayacaksı nız, çünkü biliyorsunuz.
“Tıpkı deprem gibi arkadan hançer leyen, darbe tezgâhlayan, ekonomik tuzaklar kuranlar” dün varken, bugün birden ortadan kaybolacaklar mı sanı yorsunuz?
Tamamen katılıyorum Tamer’e... Yabancı sivil kuruluşların, şirketle rin, tek tek fertlerin dayanışma çağrıları ve iyi dileklerine elbette itirazım olmaz; başımızın üzerinde yerleri var.
Ama devletler düzeyinde kıytı rık yakınlık gösterilerine artık kar nımız tok.
Diplomatik hoşluklardan bıktık!
Çok mu sertim?
Tamam da dünyayı bu kadar haşin hale getiren bizzat onlar değil mi?
Bizi yıllardır bir tür kuşatma altında tutan ve demokratik irade mizi sürekli tartışmaya açan onlar değil mi?
Acı içindeyiz, yıkıldık diye bu gerçe ği unutacak mıyız?
Daha dün sayılacak kadar yakın zamanda en tepe ağızlardan tehdit ima larıyla Türkiye hakkında konuşanla rı şimdi “yüce gönüllü iyilik peri leri” haline getireceksek, ben bu işte yokum...
Bir terör örgütüne 50 bin TIR silah gönderen, başka bir terör örgütüne yuva olan, parasını öde diğimiz uçakları vermeyen devlet şimdi bize şefkatli(!) kucağını açı yormuş, yardım edecekmiş!
Neyle?
Üzerinde 80 küsur savaş uçağı, radar uçağı, helikopterler ve 2500 asker taşıyan George HW Bush uçak gemisiyle...
Geçin bunları!
Unutun!
Geleceklerse sivil yardım kuruluşla rıyla gelsinler...
Doğru! Felaket zamanları sivil topluluk larla olduğu kadar devletlerle de dayanış ma zamanlarıdır.
Ama kimlerle? Ve nasıl?
Bu soruların cevapları hayati önemde...
6M6 HA6MET \D] ·\e J|ndeU TL MH
IDFeERRN FRP KDVPeWEDEDRJlX VDEDK