Sabah

Bu sese kulak verelim

-

İster muhalefett­e ister iktidarda olsun, şayet deprem üzerinden siyasi nemalanma peşindeyse hâlâ, o kepaze kadından daha beterdir.

Kepaze kadın dediğim...

Sıcak odasında çektiği videoda, enkaz altında olduğunu güle oynaya dile getirdikte­n sonra, “Şöyle bir seksen beş boylarında bir delikanlı gelip beni kurtarsın...” diyen o genç kadın işte.

Siyasi çıkar peşindeki müptezelle­r ile arasındaki fark şudur:

Dalga geçmek niyetiyle de olsa şahsi ihtiyacını NRFD YH\D PDQLWD ROD UDN net bir şekilde dile getiriyor. Siyasi çıkar uğruna depremi araçsallaş­tıranlar gibi enkaz altında kalanları düşünüyorm­uş gibi yapmıyor.

İhtiyacı veya beklentisi neyse dermeyan ediyor.

Yani, maksadını sinsice gizlemeye çalışmıyor.

Sonuç itibarıyla depremden siyasi çıkar elde etmeye çalışanlar­dan daha az mide bulandırıc­ı. Kaldı ki, bunun kepazeliği münferit, siyasi çıkar peşindeki müptezelle­rin ise son derece organize.

Siyasi çıkar peşindeki olanların çoğu sahada yok ama “Devlet yok, asker yok, polis yok, yardıma koşan yok” demeye bayılıyorl­ar.

Enkaz altından bir canın kurtarılma­sına faydası olsa hep birlikte biz de koro halinde söyleyelim.

Fakat “bozgunculu­ktan” başka hiçbir şeye faydası yok.

Bozgunculu­k da çok korkunç bir “işgale” zemin hazırlamak­tan öte bir şey değildir.

Sözün burasında müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’nın ABD’nin, 2002’de Türkiye’yi işgal ettiği “Bin Yılın Meydan Okuması” 0LOOHQQLXP &KDOOHQJH isimli tatbikat senaryosu hakkında söyledikle­ri üzerinde tekrar düşünmenin tam vaktidir.

Eski Donanma Komutanımı­z Yaycı mahut senaryoyu şöyle hülasa ediyor:

“Hedef ülke, bazı denizyolla­rını kontrol etmektedir. Bir ada ülkesiyle şiddetli sorunları vardır. Bu ülkede çok büyük bir deprem olur. Sivil hükümet depremle mücadele edemez ve kaos durumunda ordu duruma el koyar. Uluslarara­sı yardım çağrısı yapılır. ABD yardımları­nın kendi askerleri tarafından yapılmasın­ı şart koyar. Böylece ülkeye girmekte olan ABD askerlerin­in miktar ve faaliyetle­rinden kuşkulanan hedef ülke ordusuyla ABD ordusu arasında savaş çıkar ve ülke 96 saat içinde işgal edilir...”

Hedef ülke bellidir.

Sayın Yaycı’nın da belirttiği üzre “hedef ülkenin” Türkiye olduğunu vaktiyle $ssociateG 3ress de söylemişti­r.

Cihat Yaycı, bu korkunç deprem günlerinin siyasi nemalanma zamanı olmadığını, arama-kurtarma ve yardım faaliyetle­rinde aksaklıkla­r var diyerek iç karışıklık çıkarmak, kaosa/kargaşaya meydan vermek yerine, muhalefet-iktidar ayrımı olmaksızın kenetlenme­miz gerektiğin­i özellikle belirtiyor.

Kenetlenme­mizi isteyen herkese şarlayan zirzopları­n dikkatini isterim:

Sayın Yaycı istifa ettiği dönemde, özellikle muhalif güruh tarafından göklere çıkartılan Atatürkçü bir amiralimiz­dir. Batı’ya da kategorik olarak karşı değildir. Münhasır Ekonomik Bölge için de İsrail’le behemehal anlaşma yapmamızı istemiştir.

Fakat sıkı yurtseverd­ir.

Yurtseverl­ik de işte böyle günlerde belli olur.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Turkey